Tutanhamon’un büyükbabası Yuya’nın mumyası, antik Mısır mumyalama işleminin muhteşem bir örneği. Hem o hem de karısı öldüklerinde muhtemelen 50-60 yaşlarındaydılar. Tıpkı kocasınınki gibi Tuyu’nun kimliği de mezar eşyaları üzerindeki yazılardan saptandı. Hiyerogliflerde isminin yanı sıra kralın giydiricisi, tanrı Amon’un şarkıcısı ve tanrı Min’in hareminin hanımefendisi olarak unvanları da yazıyor.
Tutanhamon’un 3 bin 400 yaşındaki büyükbabası ve büyükannesi yaşlarını hiç göstermiyor. Birlikte gömüldükleri hazineler, Tutanhamon’un mezarındaki duvarların arkasında neler yatıyor olabileceğine dair ipucu veriyor.
Tutanhamon’un mezarında yapılan radar taraması, genç firavunun mezar odasındaki resimli duvarların gerisinde birden fazla oda olabileceğine dair ipuçları ortaya koyuyor. Yakında açıklanacak son rapor bu alanların varlığını doğrularsa, Mısır bilimci Nicholas Reeves haklı çıkacak. Tutanhamon’un, arkeologlar arasında KV62 olarak bilinen mezarının taranmasına, Reeves’in kanıtları değerlendirmesinin ardından karar verilmişti.
Reeves’in başka tezleri de var. Gizli odaların ardında, Tutanhamon’un üvey annesi, efsanevi Kraliçe Nefertiti’nin mezarının olabileceğine de inanıyor. Fikir son derece heyecan verici. Olağanüstü güçlü ve sevilen güzel bir kral karısının mezarı, Tutankhamon ile birlikte gömülen şaheserleri gölgede bırakabilecek bir hazine saklıyor olabilir.
Uşabti denilen 30 santimlik ahşap heykellerin, ölen çifte hizmet etmek için öteki dünyada dirileceğine inanılıyordu. Bu sihirli hizmetçilerin konulması için yine boyanmış ahşaptan özel kutular yapılmış. [Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Peki ya bu odada Nefertiti değil de bir başka akraba gömülüyse? Bu kişinin ne gibi ebedi eşyaları olabilir? Tutanhamon’un İÖ 1400 civarında yaşayan büyükbabası Yuya ile büyükannesi Tuyu’nun mezarındaki eşyalar arasında olası buluntu çeşitlerini görmek mümkün.
Tutanhamon’un Karman Çorman Soyağacı
Tutanhamon’un soyağacı antik Mısır kraliyet ailelerine özgü bir şekilde karmaşık. Yuya ve Tuyu asil değildi ama muhtemelen üst sınıflarla bağları vardı. Kızları Tiye, ülkenin en seçkin bekar erkeği -tüm Mısır tarihinin en güçlü firavunlarından biri olan- III. Amenhotep ile evlenerek zamanının Kate Middleton’u olmuştu.
Tiye ile Amenhotep’in oğlu Ahenaten, muhtemelen Tutanhamon’un babası, yabancı bir prenses olduğu düşünülen Kiya da annesi olabilir. Ancak diğer Mısır firavunları gibi Ahenaten’in de birden fazla karısı vardı. Nefertiti bunlardan biriydi ve bu yüzden de Tutanhamon’un üvey annesiydi.
Karışıklık bir sonraki kuşakta da devam ediyor. Nefertiti ile Ahenaten’in altı kızı vardı. Tutanhamon, bunlardan biri olan Anhesenamen adlı üvey kız kardeşiyle evlenmişti. Bu nedenle Yuya ve Tuyu, sadece Tutanhamon’un değil karısının da büyükbabası ve büyükannesi.
Alçıdan yapılmış altın yaldızlı küçük mask (sağda) Tuyu’nun iç organlarından birinin bulunduğu bir sargıyı örtüyor. Sarılan her bir organ, kafa biçimli kapağı olan taştan bir kap içine konulmuş (solda). [Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Birinci Sınıf Cenaze
Yuya ve Tuyu öldüğünde, asil kayınları tarafından 18.-19. hanedanların kraliyet mezarlığı olan Krallar Vadisi’nde birinci sınıf bir törenle gömülmüştü. KV46 olarak bilinen mezarları 1905 yılında keşfedilmişti.
Zift kaplı ahşap kutunun üzerinde tanrıların ve tanrıçaların altın yaldızlı tasvirleri görülüyor. İçinde ise Tuyu’nun akciğerleri, karaciğeri, midesi ve bağırsaklarının konulduğu kireç taşından yapılmış kanopik (insan şeklindeki) dört çömlek bulunuyor.[Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Uzmanlar, bir kere kapatılmasından kısa bir süre sonra, iki kere de yakındaki mezarların inşaatı sırasında olmak üzere mezarın üç kez yağmalandığına inanıyor. Mücevher ve değerli yağ gibi taşınabilir buluntular alınmış. Ancak hırsızların bıraktığı ganimetler bile Mısır tarihinin müthiş zengin dönemlerinden biri hakkında ilginç ipuçları veriyor.
Üzeri boyanmış kireçtaşından mumyalama masasında yatan ender türde bir uşabti. Üzerinde, kişinin ba olarak adlandırılan ruhunu temsil eden insan kafalı bir kuş var. Ayakucundaki yuvarlak çıkıntı, olasılıkla mumyalama sırasında sıvıların toplandığı hazneyi temsil ediyor. [Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Yuya ve Tuyu’nun bedenleri o kadar güzel korunmuş ki günümüzde mumya dünyasının ünlüleri durumundalar. İyi bir mumyalama işlemi çok uzun zaman alıyor ve çok pahalıya mal oluyordu. Burada mumyacıların hiçbir masraftan kaçınmadığı anlaşılıyor.
Yüzleri karakterlerini koruduğundan, sanki kısa bir süre önce ölmüş gibi duruyorlar. Saçlarının lüleleri, kaşları, burun, kulak ve dudaklarının biçimi hayranlık uyandıracak kadar sağlam kalmış.
Mezar eşyaları da aynı şekilde ilginç. Mezar odasında yer alan eşyalar arasında, altın kaplamalı tabutlar ve maskeler, altın yaldızlı iskemleler ve yataklar, iki tekerlekli bir savaş arabası, süslü kireçtaşı vazolar, kakma kutular, insan saçından bir peruk, papirüsten bir peruk sepeti, deri ve örülmüş otlardan yapılmış çok sayıda sandalet, ölülere hizmet vermek üzere öteki dünyada dirilecek uşabti deniler ahşap heykelcikler var.
Süslü kapaklı kireçtaşından vazolar kırmızıya boyanmış ahşap bir kaide üzerinde duruyor. Kapakların ikisi boğa kafası biçiminde, biri yaban keçisi, dördüncüsü ise kurbağa. Her birinin yüksekliği 25 santim civarında. [Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Yanıcı Tabut ve Kıl Payı Kurtulunan Facia
Tüm bu hazine, mezar odasının açılmasının hemen ardından neredeyse kül olup gidecekti. Kazıyı finanse eden Amerikalı milyoner Theodore Davis, odaya göz atmak için o kadar sabırsızlanmıştı ki elektrik hattı döşenmesini bekleyememişti. Yanında iki kişiyle birlikte, ellerinde mumlarla odaya girmişlerdi. “Mumlar o kadar az ışık veriyor ve gözlerimizi öylesine alıyordu ki altının ışıltısından başka hiç bir şey göremiyorduk,” diye yazmıştı keşif hakkındaki bir raporda.
Bu altın yaldızlı iskemleyi Yuya ile Tuyu’ya torunları Sitamun vermiş. İskemlenin arkalığındaki iki benzer çizimde hizmetkarlar oturur durumdaki Sitamun’a altın kolye sunuyorlar. Hiyeroglif yazılar hediyelerin “güneydeki topraklardan” geldiğini bildiriyor. [Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Her iki elinde de birer mum taşıyan Davis, bir yazıtı okumaya çalışırken tabutlardan birine fazla yaklaşmıştı. Neyse ki yanındakilerden biri bağırarak uyarmış ve ellerini geri çekmişti.
“O anda elimdeki mumlar bitüme [izolasyon için kullanılan katran ve zift karışımı] değseydi, ki son derece tehlikeli bir şekilde yaklaşmıştım, tabut alev alırdı,” demişti. Ondan sonra da, kupkuru olan tüm diğer ahşap objeler bir anda tutuşacaktı.
Altın, abanoz, fildişi ve mavi seramikle süslenmiş ahşap kutu bir zamanlar mücevher saklamakta kullanılmış olabilir. Kutunun içi pembe keten astarla kaplı. “…mezardaki en etkileyici eşyalardan biri,” diye yazmış arkeolog James Quibell 1908 yılında.[Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]
Tutanhamon’un mezarının arkasında gizli oda –ya da odalar– ortaya çıkarsa, böyle bir tehlike yaşanmayacak elbette. Bundan sonraki tüm çalışmalar son derece dikkatle yapılacak, 3 bin 400 yıldan bu yana dokunulmamış buluntuları belgelemek için en son teknolojiye başvurulacak. Yine de uzmanların, buluntulara Davis’in hissettiği heyecanla yaklaştığını hayal etmek kolay. Ancak bu kez ellerinde ışıldaklar olacak.
Tuyu’nun alçı ve altın yaldızlı ketenden yapılmış gömü maskı, yüz biçimini sonsuza kadar koruma amacı taşıyordu. Üzerine de zamanla kararmış ketenden bir kefen örtüsü yapıştırılmıştı ama bazı yerlerde yıprandığı için altının parlaklığını gözler önüne seriyor. [Fotoğraf: KennethGarrett, NationalGeographic Creative]