2012 yılında Sumatra Gergedan Barınağı’nda görülen Andatu adındaki yavru Sumatra gergedanı. Yakın geçmişte gözetim altında doğan dördüncü Sumatra gergedanıydı. Yeni bir rapor bu türün neslinin Malezya’da tükendiğini, dünya çapında ise sayılarının 100’den az olduğunu gösteriyor.
Malezya’da sayıları çok azalan gergedanlar gözümüzün önünde yok oluyor.
2008 yılında, bir gergedan, Malezya’nın Borneo adasının Sabah eyaletindeki palm yağı plantasyonunda geziniyordu. Kapana yakalandığı sırada aldığı yara yüzünden topallıyordu. Bir gergedana göre alışılmadık bir görünüme sahipti: Çok küçüktü ve vücudu kıllarla kaplıydı.
İzleyin… ve dinleyin: Sumatra Gergedan Barınağı’ndaki bebek gergedan ortalıkta geziniyor. Yetişkin bir gergedan ise kambur balinanın sesine benzer sesler çıkarıyor. [Video: Rasmus Gren Havmøller’in izniyle.]
Kopenhag Üniversitesi’nde koruma, ekoloji ve genetik alanlarında çalışan Danimarkalı doktora öğrencisi Rasmus Gren Havmøller, Doğal Hayatı Koruma Derneği’nde (WWF) bu küçük gergedanla ilgili yazıyı okuduğunda meraklandı. Ardından türle ilgili daha fazla bilgi edinmek için derinlemesine bir araştırmaya girişti.
Öğrendikleri can sıkıcıydı: Asya’ya özgü üç gergedan türünden biri olan Sumatra gergedanının nüfusu çok azalmıştı; nesli neredeyse tükenmek üzereydi.
Sumatra gergedanının, varlığını sürdüren gergedan türlerinin en eskisi olduğu düşünülüyor. Yaşayan bu en küçük gergedan türü, aynı zamanda iki boynuzlu tek Asya gergedanı. Bir zamanlar Güneydoğu Asya’nın tamamında görülen bu tür yaklaşık 10 bin yıl önce nesli tükenen yünlü gergedanların da hayatta kalan en yakın akrabası.
Havmøller ve araştırmacılardan oluşan bir ekip Sumatra gergedanının durumu üzerine kapsamlı bir inceleme başlattı.
Geçen ay yayımlanan çalışması, türün Malezya’nın yaban hayatındaki neslinin tükenmiş olduğu ortaya koyuyordu. Araştırma aynı zamanda Endonezya’nın Sumatra adasında ve Borneo’nun Endonezya’ya ait bölümündeki Kalimantan eyaletinin yağmur ormanlarında sayıları 100’ü geçmeyen gergedanın yaşam mücadelesi verdiğini gösteriyordu. Esaret altındaysa dokuz Sumatra gergedanı bulunuyor: Biri Cincinnati Hayvanat Bahçesi’nde, üçü Sabah’taki tesislerde ve beşi de Sumatra’da bulunan Sumatra Gergedanı Koruma Alanı’nda.
Dünya Gergedan Günü ve doğa korumacıların Sumatra gergedanının kaderiyle ilgili başlattığı geniş çaplı protestoyu takiben Kopenhag’dan sorularımızı yanıtlayan Havmøller, Malezya’da yaptığı çalışmaları, bu hayvanların karşı karşıya olduğu tehditleri, sevimli tuhaflıklarını ve nesillerinin tükenmesinin önüne nasıl geçilebileceğine dair fikirlerini paylaştı.
Araştırmanız Malezya’da Sumatra gergedanının neslinin tükendiği sonucuna varıyor. Bu sonucun nasıl bir etkisi var?
Çok büyük bir etkisi var. Geriye çok az sayıda hayvanın kalmış olması, nesli tükenmekte olan hayvanların yetiştirilmesi amacıyla bir program başlatmayı oldukça zorlaştırıyor. Böyle bir program için iyi bir temel oluşturmak, ancak daha fazla hayvanla mümkün.
Günümüzde Endonezya yabanında kalan az sayıda gergedan da bu türün Malezya’daki üyelerinin son 20 yıldır yaşadıklarını yaşıyor. Malezya’daki Sumatra gergedanlarına dair işaretlerin giderek seyrekleşmesi, gergedanların nadiren buluşup çiftleştikleri anlamına geliyor ki bu da büyük bir sorun. Daha fazla bebek gergedana ihtiyacımız var, hem de hemen.
Elinizde gergedansız fotokapan görüntüleri olsa da Malezya’da hiç Sumatra gergedanı kalmadığından nasıl emin oldunuz?
Oldukça geniş bir alanda uzun zamandır çok sayıda araştırma yürütmemize rağmen hiç işarete rastlamadık. Ama türün neslinin tükendiğini söyleme konusunda elbette bir hata payı olacaktır. Sabah ya da Malezya Yarımadası’nda bir tane bile Sumatra gergedanının kalmadığını kesin olarak söyleyemem. Ama 10-15 ya da 20 gergedanın üreyip yetiştiği gizli bir vadinin olmadığını söyleyebilirim. Sadece tek bir gergedan nüfus oluşturmaz.
Borneo’nun Malezya’ya ait bölümündeki bir barınağın görevlisi, 2008’de palm yağı plantasyonundan kurtarılan bir Sumatra gergedanıyla ilgileniyor. Plantasyonlar ve insan yerleşimleri için yok edilen yaşam alanları Borneo’nun yağmur ormanlarında yaşayan gergedanlar için en büyük tehdit.
Nüfus yapısı zaman içinde nasıl değişime uğradı?
Hiçbir zaman kaç tane olduklarını gösteren bir veriye sahip olmadığımız için rakamları bilmek son derece zor. Bu durum sadece Sumatra gergedanları için de geçerli değil. Sayılara dair iyi tahminler yapabilmek için kamera düzenekleri yerleştirmek gibi protokoller oluşturmayı ancak son birkaç onyılda başarabildik.
Ama bu türün çok yaygın hale gelemediğini söyleyebiliriz. 1800 ve 1900’lü yılların gergedan boynuzu satışı ve ihracatına ilişkin kayıtlarda yürek burkan sonuçlarla karşılaşıyorsunuz; bu dönemde binlerce gergedan avcıların kurbanı olmuş.
Güneydoğu Asya’da Sumatra gergedanlarının sayısı oldukça boldu büyük ihtimalle. Ancak azalmaya başladıkları 1950 ve 60’lı yıllara dair güvenilir rakamlar bulunmuyor.
Nüfuslarının azalmasının sebeplerinden birinin yasadışı avlanma olduğundan bahsediyorsunuz. Bunu ve kayıplara sebep olan diğer faktörleri biraz daha açıklayabilir misiniz?
Önceleri geleneksel Çin tıbbında kullanılmak üzere boynuzları için avlanıyorlardı. Boynuzlar Arap Yarımadası’nda hançer yapmak ya da oyma heykeller olarak duvar süslemeleri için kullanılıyordu.
İkinci nedense yaşam alanlarının yok edilmesiydi. Bu alanların kaybıyla birlikte birbirlerinden ayrılarak parçalı halde yaşamaya başladılar.
Üçüncü neden de yasadışı avlanma ve yaşam alanının parçalanması sonucu sayıları azalan ve birbirinden uzak alanlara dağılan bireylerin üreyememesi.
Sumatra gergedanının epey sıradışı bir tür olduğunu okumuştum.
Sumatra gergedanının en alışılmadık yönü -en küçük gergedan olması bir yana- kılları. Bu herhangi bir gergedan için tuhaf bir özellik çünkü onları kıllarla görmeye alışkın değiliz. Ama bu türün vücudunun tamamı kıllarla kaplı, özellikle de yavruların. Sumatra gergedanına dokunduğunuz takdirde onun ne kadar yumuşak olduğunu göreceksiniz. Bir başka tuhaf yönü de sesinin kambur balina sesine benzemesi. Çok ses çıkarıyorlar ve bu onları çok sevimli hale getiriyor.
Ergin bir erkek Sumatra gergedanı, etrafı çevrili gezinti alanında. Sumatra gergedanları eskiden Güneydoğu Asya’nın çoğu yerinde, yağmur ormanlarının alçaklarındaki yaşam alanlarında varlığını sürdürüyordu.
Çalışmanızda, nüfus artışını tek bir “metapopülasyon” stratejisi oluşturarak canlandırmayı öneriyorsunuz. Bu ne anlama geliyor?
Şu anlama geliyor: Her ne kadar gergedanların yaban hayatta üç ayrı nüfusları olsa da hepsini bir olarak düşünebilirsiniz. Kâğıt üzerinde böyledir. Uygulamadaysa bunun anlamı farklı üç nüfus arasında yer değiştirmeler yapmanızdır. Yani erkekleri ve dişileri, en uygun üreme koşullarını sağlayacak şekilde bir yerden diğerine taşırsınız ve bütün nüfus içinde en uygun miktarda genetik çeşitlilik elde edersiniz. Ama bırakın eyalet sınırları içinde bir yerden diğerine götürmeyi, Endonezya’da şu anda Sumatra gergedanlarını yakalama izniniz bile yok.
2013 tarihli Bandar Lampung Deklarasyonu’na göre Endonezya, Sumatra gergedanının nüfusunu artırmak için bir koruma stratejisi oluşturmayı kabul etti. Olumlu bir şekilde hayata geçti mi uygulama?
Sorun, iyi bir uygulama yapılmaması. Gergedanları bulmak için araştırma yapmak, onları yakalamak ve bir eyaletten diğerine götürmek, kanunlarda değişikliğe gidilmesini gerektiriyor. Endonezya’nın asıl problemi de bunun için başkanlık kararnamesine ihtiyaç olması. Yani karar en tepeden geliyor. Yerel bir orman kuruluşu yöneticisinin “Evet, şimdi gidip Sumatra gergedanı yakalayabilirsiniz,” deme yetkisi yok. Dolayısıyla uygulamanın hayata geçebilmesi ve eyleme dönüşebilmesi için Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo’nun yasa değişikliği yapması şart.
Yasadışı avlanmanın önüne nasıl geçilebilir sizce?
Eğer yöre sakinlerini görevlendirerek korumayı artırabilirseniz, gergedanların yasadışı yollarla avlanmaması yönünde yerel bir teşvik mekanizması oluşturmuş olursunuz. Çünkü yerliler yasadışı avlanmaya karşı oluşturulan birimden ve aldıkları maaştan doğrudan ya da dolaylı fayda sağlıyor. Çok daha fazla korumaya ihtiyaç var.
Bu sadece gergedanlar için de geçerli değil. Yasadışı avlanmaya karşı birimlerin varlığı gergedanların yanı sıra fil, kaplan ve leopar gibi diğer türlerin de yasadışı yollarla avlanması engellenmiş olacak.
Malezya’da Sumatra gergedanı neslinin tükendiği verilerle ortaya konmuş durumda. Bu durum başka birçok yer için de geçerli. Bundan sonra nasıl bir çalışma yapılmalı?
Bu birkaç aşamalı bir süreç. İlk aşama Sumatra gergedanlarının nerede olduğunu bulmak. Bu çok ama çok hayati bir başlangıç. İkinci adım ise bu alanlardaki hayvanların erkek mi yoksa dişi mi olduğunu belirlemek, rekabet açısından nasıl bir görünüm sergilediklerini saptamak.
Bunlar yapıldıktan sonra da yoğunlaştırılmış koruma bölgeleri oluşturmak şart.
Bir sonraki aşamaysa belirlenen koruma alanlarındaki hayvanlarının sayısının artmasını sağlamak. Bu da gidip gergedan yakalamak anlamına geliyor. Onlara vereceğiniz bir alanı güvence altına almalısınız. Ayrıca yeni yerleşimlerine uyum sağlayabilecekleri bir alan da yaratmalısınız. Sonrasında gergedanları bir alandan diğerine götürebileceğinizden emin olarak çalışmalara başlamalısınız.
Sumatra gergedanının geleceği konusunda umutlu musunuz?
Koruma işinde çalışıyorsanız, vazgeçmek bir seçenek değildir. Tüm aksaklıklara, zorluklara rağmen devam etmeniz gerekli. Tarihsel olarak bakıldığında gergedanlarla ilgili ilginç bir durum söz konusu: 1800’lerde Güney Afrika’daki beyaz gergedanların sayısı 20 ila 40’a düşüyor. 200 yıl sonra ise neredeyse 17 bine ulaşan bir rakamla yeniden çoğalıyorlar. Eğer onlara yardım etmezsek nesilleri tükenecek.
Bu haber National Geographic’in yaban hayatına karşı suçlarla ilgilenen Özel Soruşturmalar Birimi tarafından, BAND Vakfı’nın bağış desteğiyle yapılmıştır.
Kaynak: http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/kesfet/sumatra-gergedanini-kurtaracak-kimse-yok-mu-/2613