Su, gitgide dünyamız için yenilenemeyen bir kaynak hâline geliyor. Peki, neden cilt temizleme rutinimizde çok fazla su kullanıyoruz? Aksi mümkün değilmiş gibi görünse de, aslında cilt temizliğinden ödün vermeden, fazladan harcadığın her damlayı kurtarman mümkün.
Derleyen: Nur Mehtap Cengiz
Geri dönüşüme uygun plastikler kullanmaya dikkat ediyorsun, rüzgâr enerjisini savunuyorsun ve önemli kaynaklar konusunda da titiz davranıyorsun. Peki ya su? Muhtemelen onu, gün içinde önemini fark etmeden öylece kullanıyorsun. Ve bu, büyük bir sorun: Uzmanların tahminine göre 2025 yılına kadar 3,5 milyar insan su kıtlığı çeken veya su kıtlığı çekme riski olan bölgelerde yaşayacak. Bu, içmek için bile yeterli suyumuzun olmayacağı anlamına geliyor. Dişlerini fırçalarken musluğu kapatmanın ötesinde, su kullanımını azaltabileceğin birçok farklı yöntem var. Banyonda bulunan hemen her bakım ürününün içinde fazladan su bulunuyor. Su, cildinin ürünü kolayca emmesi gibi bazı sebepler nedeniyle ürün içeriklerinde yer alsa da, çoğu zaman sadece ucuz bir baz olduğu için kendisine yer veriliyor.
Bakım ürünlerini çok sevsek de gerçekçi olmamızda fayda var. Hepimiz su tasarrufu konusunda daha düşünceli davranabiliriz. (Özellikle de birçok ünlü güzellik markasının, artık ürünlerinin içinde su kullanmadığını göz önüne alırsak.) İçerisinde su bulunmayan ya da kullanım sırasında su gerektirmeyen ürünleri seçebiliriz. Ayrıca temizlik rutinimizde bazı değişiklikler yaparak dünya çapındaki bu sorunun çözümüne katkıda bulunabiliriz.
SU İÇERMEYEN ÜRÜNLER
Evet, formüllerinde su yok ancak içeriklerini aktive edebilmen için birazcık suya ihtiyacın olabilir. Bir ürünün su içermemesi, küf ve bakterileri oluşumuna sebep olmaması anlamına da geliyor. Bu sebeple de ürünün raf ömrü daha uzun oluyor; paraben gibi birçoğumuzun kaçındığı koruyucular içermesine gerek olmuyor. Küçük ama önemli bir artı daha ister misin? Bu ürünlerin birçoğunu yolculuk yaparken yanında taşıyabilirsin. Sonuçta yanında likit ürün yoksa, havalimanında güvenlik görevlileri ile sorun yaşama ihtimalin de yok.
SABUNLAR
Sabunlar artık susuz formda da karşımıza çıkabiliyor. Ancak bazı geleneksel sabunlar su içerebiliyor; o yüzden satın almadan önce içindekiler kısmını okumayı ihmal etme. Otacı Doğal Sabun Isırgan (7,99 TL; Watsons mağazalarında) gibi su içermeyen bir sabun deneyebilirsin.
VİTAMİN TOZLARI
İçerisindeki tanecikler cildi nazikçe temizlediğinden, scrub olarak da idealler. Ayrıca cilde bölgesel olarak uygulanan ve likit ürünlerde antioksidan etkisini çabuk kaybeden C vitaminini (L-ascorbic asit), toz yapıdaki ürünlerden çok daha iyi alabilirsin. Bizim tavsiyemiz, Clinique Fresh Pressed Daily Booster With Pure Vitamin C 4X (246,75 TL; n11.com). Paketteki ürünün folyosunu açtıktan sonra C vitamini tozunu yatıştırıcı emülsiyona karıştırıyorsun. Sabah ve akşam nemlendiricinle birlikte iki damla uygulayabilirsin.
BALMLAR
Balmlar da konsantre olarak üretiliyor ve genellikle balmumu ve yağ karışımından elde ediliyor. Geleneksel bir cilt temizleme ürünü veya nemlendiricinin yerini alabiliyor. Üstelik nemlendirici olarak kullanılan balmların işe yaraması için içerisinde su bulunmasına gerek yok. Kuru ve/veya hassas ciltler için ise adeta bir lütuf. Ancak akneye meyilli veya yağlı ciltlere biraz fazla yoğun gelebilir. Raen Herbal Face Balm’ı (45 TL; raen.com.tr) deneyebilirsin.
YAĞLAR
Yağlar, ciltteki kalıntıları alarak cildi mükemmel bir şekilde temizler. Ciltteki suyu tuttukları için de kuru ciltler için iyi bir nemlendirici görevi görürler. Üstelik yağlı ciltler bile onlardan faydalanabilir. L’Oréal Paris Mucizevi Yağ (39,99 TL) gibi, besleyici etkileriyle bilinen jojoba ve kuşburnu yağlarıyla harmanlanmış, yağlı his bırakmayan bir ürün deneyebilirsin.
SUSUZ KULLANILAN ÜRÜNLER
Görünebilir şekilde kirli veya terli değilsen, dermatologlara göre her gün duşa girmen gerekmiyor. Sadece günlük olarak ayaklarını ve genital bölgeni yıkaman yeterli. Gün aşırı duş alabilir ve aşağıdaki durulama gerektirmeyen iki yöntem ile de temiz kalabilirsin.
MİSEL TEMİZLEYİCİLER
Her ne kadar içerisinde su bulundursa da, bu ürünlerin formülündeki minik yağ molekülleri ciltteki kiri ve sebumu temizliyor. Makyaj pamuğuna dökerek cildine uygulaman yeterli. Misel temizleyici kullanmak, dermatologlara göre geleneksel cilt temizleme ürünlerine reaksiyon gösteren hassas ciltler için çok daha mantıklı. Çünkü geleneksel temizleyiciler, içerisinde çok daha fazla bileşen içeriyor ve bu bileşenler tahriş ihtimalini arttırıyor. Bizim tavsiyemiz, eczanelerde bulabileceğin Bioderma Sensibio AR H20. Bu misel solüsyon, kızarıklık sorunu olan hassas ciltler için temizleyici, makyaj çıkarıcı ve yatıştırmaya yardımcı özellikler taşıyor.
VÜCUT TEMİZLEME MENDİLLERİ
Durulama gerektirmeyen vücut temizleme mendilleri, egzersiz sonrası kullanman için de ideal. Yapman gereken tek şey mendili eline alıp vücudunda gezdirmek. Medifresh Vücut Temizleme Mendili (60’lı paket; 89,90 TL; n11.com) gibi yumuşak dokulu ve hijyenik temizlik sağlayan bir ürün tercih edebilirsin. İçerisinde bulunan papatya özü sayesinde cildi rahatlatmaya da yardımcı oluyor.
SU TASARRUFUNA ÖNEM VEREN ŞİRKETLER
Araştırma şirketi Mintel’in raporuna göre Amerika’da tüketicilerin yüzde 61’i doğa dostu organizasyonlara bağış yapmaktan ziyade, şirket politikası olarak doğaya duyarlı bir tutum sergileyen şirketlerin ürünlerini satın almayı tercih ediyor. Doğal kaynaklara önem veren bazı güzellik şirketleri aşağıda:
Procter & Gamble
Olay ve Pantene gibi birçok markayı bünyesinde barındıran şirket, 2010 yılından bu yana su kullanımını ürün başına yüzde 24 azalttı. Böylece 2020’ye kadar bir milyar insanın su tasarrufu yaptıran ürünlere (su kullanımını azaltan ikisi bir arada şampuanlar gibi) ulaşmasını sağladı.
Unilever
Vaseline ve Dove gibi markaları bünyesinde barındıran şirket, tüketicilerin ürünleri kullanırken akıttıkları su oranını 2020’ye kadar yarı yarıya azaltmayı umuyor. Bunun için de tüketicilere aynı deneyimi sunan ama daha az su kullandıran ürünler tasarlıyor.
Johnson & Johnson
Neutrogena ve Roc gibi markaları bünyesinde barındıran şirket, su geri kazanımını arttırmak için atık su arıtma sistemini geliştirdi. Böylece 2010-2015 yılları arasında toplam su kullanımını yüzde 7,2 oranında azalttı.
L’Oréal
Son 10 yılda, endüstriyel tesislerde bir buçuk yıl kullanılabilecek kadar suyu kurtardı. Küçük değişiklikler yaparak, imalat sırasında kullanılan her türlü atık suyu geri dönüştürdü. Ancak ürünlerin içinde kullandığı su oranını değiştirmedi.
Kaynaklar: UCLA–Geffen Tıp Okulu Dermatoloji Bölümü’nden Yardımcı Doç. Dr. Ava Shamban; New York Mount Sinai Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Kozmetik ve Klinik Araştırma Departmanı Direktörü Dr. Joshua Zeicher; San Francisco’dan Kozmetik Kimyageri Bruce Aker; Boston’dan Kozmetik Kimyageri Jim Hammer; Biyokimyager ve Ethique markasının kurucusu Brianne West
Kaynak: http://www.womenshealth.com.tr/su-kaynaklarini-koru/