Bu hafta vizyona giren Deadpool 2 filminin yıldızı Ryan Reynolds; nam-ı değer “Deadpool”un izlemeniz gereken en iyi 10 filmini sizler için listeledik.
Listenin ilk sırası tabii ki belli!
DEADPOOL
Ryan Reynolds’ın kariyerindeki en önemli çıkışı desek yeridir! Eski bir özel kuvvetler görevlisi olan Wade Wilson ordudan ayrıldıktan sonra kendi çöplüğünde, kendi kurallarına göre takılan, kötünün iyisi bir adamdır. Hayatına yeni giren Vanessa ile harika bir uyumu varken bir şeylerin tam da yolunda gittiğni düşünürken, kanser olduğu gerçeğiyle yüz yüze kalır. Sevdiği kadını bu acılı süreci izlemekten kurtarmak için onu terk eden Wade, kendisine tedavi umudu sunan bir bilimsel projeye katılır. Fakat bu proje sadece bir ‘yan etki’ olarak kansere tedavi olacaktır. Asıl amaç birtakım DNA’ları tetiklemektir. Akla gelmeyecek acılara göğüs geren Wade, her şey sona erdiğinde üstün yetenkelere sahip olur. Fakat tüm bu özellikleriyle tek bir amacı vardır, Ajax “Francis”ten intikam almak! Hayatından kimi kesitleri de bizlerle paylaşan kahramanın intikam öyküsünde Profesör X’in ekibinden erdemli Colossus ve ergenlik çağındaki Negasonic Teenage Warhead de ona eşlik ediyor.
SELF/LESS
Çok zengin bir işadamı olan Damian (Ben Kingsley), ömrünün son demlerinde kanserle mücadele etmektedir. Ancak hastalık kötüye gitmiştir ve bilinen tedavi yöntemleri işe yaramamıştır. Artık hayatından umut kesilen Damian, son bir kez şansını yeni bir tedavi yöntemiyle denemeyi kabul eder. Yapılan işlem sonucunda tüm bilinci genç ve sağlıklı bir bedene (Ryan Reynolds) aktarılır. Yeni bedeninde ilk başta her şey harika görünse de, o bedenin eski sahibinin geçmişindeki karanlık olayları keşfettikçe ve gizli bir servis tarafından arandığını farkedince kendini hiç beklemediği bir macerayla yüz yüze bulur.
THE PROPOSAL
Bir kitap editörü, ülkede kalabilmek için erkek asistanıyla evlenmek zorundadır. Yeni çift, çocuğun ailesi ile tanışmak üzere Alaska’ya yolculuk yaptıklarında, sürpriz bir düğünle karşılaşırlar ancak peşlerindeki göçmenlik bürosu yetkililerini başlarından savmak için bu plâna sonuna kadar bağlı kalmak zorundadırlar.
THE CHANGE-UP
Çocuklukları birlikte geçmiş iki kanka Mitch ve Dave, yıllar içinde yavaş yavaş birbirlerinden kopmuşlardır. Dave evli, çocuklu ve meşgul bir avukat olmuştur; Mitch ise evlenmemiş, sorumluluk almamış, doğru düzgün çalışmamıştır bile. Mitch Dave’in hayatına imrenir, hoş bir karısı, tatlı çocukları ve yüksek maaşlı bir işten daha güzel ne olabilir? Dave ise, Mitch’in tasasız hayatına imrenmektedir.
Bir gece birlikte içmeye çıkarlar ve ertesi gün birbirlerinin bedenlerinde uyanırlar. Dehşete düşen iki arkadaşın dünyaları altüst olur.İlk başlarda bu durum hoşlarına gidecek gibi olur fakat kısa süre sonra ikisi de bu hayatların aslında hiç de güllük gülistanlık olmadığını farkeder.
Dave’in güzel yardımcısı Sabrina ve Mitch’in babası ise işleri zorlaştırmaktadır. Mitch ve Dave eski hayatlarını geri almanın bir yolunu bulmaya çalışırken bir yandan da birbirlerinin hayatını mahfetmemeye uğraşırlar ve herşey iyice içinden çıkılmaz bir hal alır.
SAFE HOUSE
Matt Weston, Cape Town kentinde, düzenli ama sıradan bir hayatı olan genç bir CIA ajanıdır. 1 seneyi aşkındır görevli olduğu merkezde dört duvar arasına kısılmış biçimde, saha tecrübesi edinemeden zaman geçirmektedir. Kendini kanıtlayacağı bir görevi dört gözle beklerken, karşısında on yıldır kaçak olan eski CIA ajanı Tobin Frost’u bulur. Frost istihbarat biriminin en ünlü operasyon adamlarından biriyken, CIA’ye sırt çevirmiş ve para karşılığı orduya ait gizli sırları, dosyaları rakip ülkelere satmaya başlamıştır. Hatta Kuzey Kore’nin Amerika’ya karşı elinin güçlenmesinde büyük rol oynamıştır. Şimdi yakalanan Frost, Weston’ın çalıştığı ve “safe house” olarak adlandırılan merkezde sorguya çekilir fakat en güvenli olması beklenen bu bölge, beklenmedik biçimde paralı askerler tarafından basılır. Canlarını son anda kurtaran yeni ikili kendilerini kimin öldürmek istediğini buluncaya kadar en güvenli ve güvenilir yere kaçmak zorundadır.
WOMAN IN GOLD
2. Dünya Savaşı sırasında Naziler’in ailesinden çaldığını iddia ettiği çok değerli Gustav Klimt tablolarının haklarını yeniden ele geçirebilmek için Avusturya hükumetine karşı mücadele eden Yahudi Maria Altmann (Helen Mirren) ve avukatı Randol Schoenberg’in (Ryan Reynolds) gerçek bir öyküden uyarlanan hikayesi.
MISSISSIPPI GRIND
Makus talihini bir türlü kıramayan, üstelik büyük maddi sıkıntı içinde bulunan kumarbaz Gerry (Ben Mendelsohn), genç poker oyuncusu Curtis (Ryan Reynolds) ile bir ortaklık kurarak ülkenin güneyine doğru bir yolculuğa çıkar. Borçlu olduğu tehlikeli bankerlerden kurtulabilmek için bu sefer şansını tersine çevirmesi gerekmektedir.
JUST FRIENDS
Filmde sevdiği kız olan Jamie Palamino’dan (Amy Smart) uzak duramayan Chris Barender (Ryan Reynolds), Jamie ile yalnızca arkadaş kalmaya razı olmuştur. Fakat bir süre sonra buna dayanamaz ve şehrini terk ederek başka bir şehire geçip bir şirkette iş bulmuştur. Hayatı boyunca kilolu olan bu kahramanımız bu yeni şehirde yeni başlangıçlar yapmış ve hem fit birisi olmuş hem kariyer sahibi olmuş hem de kızların gözdesi olmuştur.. Bir gün şehrine popstar sevgilisi Samantha James(Anna Faris) ile geri döndüğünde Jamie’ye olan aşkı depreşmiş ve eski arkadaşına tekrar aşık olmuştur.Şimdi sırada onu etkilemek vardır.Ama kahramanımız bunu eline gözüne bulaştırmaktan geri kalmamıştır.
DEFINITELY, MAYBE
Will Hayes 30 yaşında, bir kız çocuk sahibi olan ve boşanmanın eşiğine gelmiş bir babadır. Anne ve babasının hikayesini öğrenmek isteyen küçük Maya, Will’i geçmişe geri döndürecektir. 1992 yılında başlayan ve üç farklı kadınla apayrı bir ilişki yaşadığı bu hikayede, Will sevgililerinin isimlerini Maya’dan özellikle saklar. Böylelikle Maya annesinin Will’in hangi sevgilisi olduğunu tahmin edecektir. Bayan Hayes Will’in kolej aşkı Emily mi, uzun süre dostu olan April mi, yoksa özgür ruhlu idealist gazeteci Summer mıdır?
CHAOS THEORY
Frank Allen ile tanışın. O bir verimlilik uzmanı – ve dünyada zamanını en “verimli” kullanan insanlardan biri. Her şey listeli ve planlıdır hayatında planlamadığı bir tek dakikası bile yoktur. Taa ki bir gün bir randevusuna 10 dakika gecikene kadar… Bu gecikme onu hayallerinin de ötesinde bir kaosa sürükleyecektir; kendini önce seksi bir bayanla yatakta, ardından hiç tanımadığı hamile bir bayanla doğumhanede bulur. Eşi aslında çok masum olan açıklamalarından hiçbirisine inanmaz. Ama daha da önemlisi, Frank önemli bir keşif yapar: Bu kaos onun gerçekten çok hoşuna gitmiştir!
Kaynak: http://www.marieclaire.com.tr/izlemeniz-gereken-10-ryan-reynolds-filmi/