Nova Scotia, Kanada’da bir münzevi ardıç kuşu hoş ve karmaşık bir şekilde cıvıldıyor.
Uzmanlara göre kuşların anatomik yapılarındaki bazı farklılıklar, çıkardıkları seslerin insan kulağına daha melodik gelmesine neden oluyor.
“Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, güzellik dinleyenin kulağındadır,” diyor Cornell Ornitoloji Labaratuvarı’ndan Marc Devokaitis attığı e-mailde.
Evet, birçok kuş türünün çıkardığı ses melodik olmasa da, çıkardıkları sesler yine de inanılmaz olabiliyor. Örneğin çizgili alaca baykuşun neredeyse başka dünyalara ait sesini veya 33 farklı ses çıkarabilen bir kuzgundan gelebilecek nağmeyi düşünün.
Bununla birlikte, “küçük kuşların anatomik yapıları ve vokal tutumları, insanların şarkı anlayışı ile çok güzel bir şekilde senkronize oluyor,” diye belirtiyor Devokaitis.
Bahsedilen anatomik yapı ses kutusu. Yani bizim gırtlağımızın kuşlardaki versiyonu.
Lousiana Eyalet Üniversitesi’ndeki Doğal Bilimler Müzesi’nin kuşlar galerisinin müdürü J.V. Remsen, bilinen ve ötücü kuşları da içine alan 10 bin kuş türünün %60’ını kapsayan Passeriformes takımının en karmaşık ses kutusuna sahip olduğunu düşünüyor.
Passiformesler, ses kutularının iki tarafını da bağımsız bir şekilde kontrol edebiliyor ve bu sayede oldukça çeşitli sesler çıkarabiliyorlar. Ötücü kuşlar repertuvarlarını “sadece doğuştan edindikleri seslerle yetinmeyip yeni versiyonları da öğrenerek” geliştirdiklerini söylüyor.
Passiformes takımının çoğu üyesi münzevi ardıç gibi minicik. Münzevi ardıç kuşları 28 gram ağırlığında ve Devotaikis’in dediği gibi “karmaşık ve akıldan çıkmayan” bir cıvıltıya sahipler.
Ancak “küçüğün sesi daha melodik olur” kuralının bir istisnası var: Bir çeşit ötücü olan Avustralya’nın bir sülün boyundaki muhteşem lirkuşu, “şüphesiz dünyanın en karmaşık cıvıltısına sahip olan kuş” diyor Remsen e-mailinde. “Her şeyi taklit edebiliyor.”
Özellikle karmaşık cıvıltılara sahip kuşlar aynı zamanda yüksek zekayada sahip diye ekliyor mailinde Kanada, Ontario’daki Windsor Üniversitesi’nden biyolog Dan Mennill.
Ötücü kuşlar, kolibriler ve papağanlar anne-babalarından şarkı öğrenebilme yetilerini geliştiriyorlar. Bu edinime yarasalar, yunuslar, balinalar ve insanlar gibi az sayıda hayvan sahip.
Testere, araba alarmı ve daha birçok sesi taklit eden bir kuş var aramızda. Bu ötücü kuş farklı sesleri bir eş bulabilmek için canlandırıyor ve bu muhteşem lirkuşu sadece diğer kuş seslerini taklit etmekle kalmayıp insandan kaynaklanan sesleri de yarattığı remix’ine ekliyor. Ve bu edinime sahip canlıların her nesli çıkardıkları seslere yenilerini ekledikleri için zamanla daha da detaylı seslere, cıvıltılara sahip olması mümkün, diyor Mennill.
Canlı Renkler, Rezil Şarkılar
Remsen’e göre tek eşli kuşlar için detaylı cıvıltılar ve sesler, daha detaylı tüy renklerinin yerini alabiliyor. Ya da tam tersi yaşanıyor.
Örneğin tangara ve çıtkuşları gibi hayatları boyunca tek bir eşe sahip olan kuşları düşünün. Tangaralar en çeşitli renklere sahip olmalarına rağmen “acınası bir sese sahipler” diyor Remsen. Oysa renginde hiçbir albeni olmayan çıtkuşları “en güzel seslerden birine sahip.”
Başka bir deyişle söylemek gerekirse bu türler enerjilerini ya görüntülerinin ya da seslerinin üzerine harcıyorlar ama ikisi birden olmuyor. Tek eşli kuşların sadece tek bir eş bulmaları gerektiğinden karşı cinse çekici olmak için kırk takla atmaları gerekmiyor.
Ancak hem dişi hem de erkeğin birden çok eşinin olduğu çok eşli kuş türlerinin “hem tüy renkleri hem de çıkardıkları sesler insanı hayran bırakıyor,” diyor Remsen.
Kaynak: http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/kesfet/kucuk-kuslar-neden-daha-tatli-otuyor/2518