sciencemag.org
Sağlıksız beslenme ve obezitenin kanserle ilişkisi olduğunun altını çizen Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu:
- ”Fazla miktarda besin tüketimi zaman içerisinde obeziteye sebep olur ve obezitenin kanser çeşitleriyle bire bir ilişkisi olduğu bilinmektedir. Özellikle özefagus, kolorektal, endometrium, böbrek, meme, pankreas, karaciğer, safrakesesi ve hematolojik kanserlerin hepsinde obezitenin güçlü etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Olması gerekenin üzerinde bir kiloya sahip olmanın ve fazla miktarda besin tüketiminin kansere bağlı ölüm riskini artırdığı da tedaviye verilen cevapları zayıflattığı da bilinmektedir”.
- ”Tuz tüketiminin fazla olmasın da özellikle mide kanserine yakalanma açısından risk yarattığı için “Salamura besinler, peynir-zeytindeki tuzlar, yemeklerdeki tuzların gereğinden fazla tüketiliyor olması kanser riskini artırmaktadır. Fazladan alınan sodyum da kanser riskini artırmaktadır. Bunun için özellikle salamura besinleri tüketirken ya sadece sirkeyle salamura yapılmış besinler tüketilmeli ya da yemeden önce bir süre suda bekletilmelidir”.
- ”Beyaz un ve rafine beyaz şekerin kanser oluşumunu hızlandırdığı için ,”Beyaz un yerine tahıllı unların tercih ediliyor olması elzemdir. Bu nedenle paketli gıdalar satın alırken etiketleri çok dikkatli okunmalıdır. Vücudun ihtiyacı olan doğal früktoz zaten meyvelerden alınabilmektedir. Ancak paketli gıdalardan alınan yapay glikoz ve früktoz şurubu pankreas kanseri gibi kanserlerde etkindir.”
- “Doymuş yağlar adı verilen margarin, tereyağı, kuyruk yağı gibi katı yağların yanında etin, sütün, peynirin içindeki görünmeyen yağlar da olması gerekenin üzerinde tüketildiğinde kanser riskini artırmaktadır. Et, balık, tavuk gibi hayvansal gıdalar pişirilirken fazladan yağ eklenmeden, bu besinlerin kendi yağında pişiriliyor olması gerekmektedir. ”
- “Liften fakir beslenip, et tüketimini artırmak kanser oluşumunu yüksek oranda tetiklemektedir. Posayı artırmak için daha tahıllı besinlerin kullanılması, tam tahıllı ekmeklerin tüketilmesi, kuru baklagillere haftada en az 2 öğün yer verilmesi, tüketilen proteinin yani etin yanına muhakkak salata ya da sebze eklenmesi, probiyotik destekler alınması tercih edilebilir. Kırmızı ette doymuş yağın dışında nitrit ve nitrat bulunduğu için ve bu maddeler de kanserojen olduğu için kırmızı etin gereğinden fazla tüketilmesi (örneğin haftada 3 öğünden fazla tüketilmesi) kanser riskini artırabilmektedir. Bu nedenle miktarlarını olabildiğince azaltıp ve mümkün olduğu kadar doğalını tercih etmek kanserden korunmak için gereklidir”.
- “Daha çok GDO’ya maruz kaldığı bilinen soya, mısır, buğday gibi besinleri daha az tüketiyor olmak kanserden korunmak adına önemlidir”.
- “Besinleri sürekli aşırı sıcak tüketiyor olmak da özellikle yemek borusuna zarar vererek yemek borusu bölgesi kanser türlerinde etkilidir. Bu nedenle besinleri aşırı sıcak değil örneğin yaklaşık 65 santigrat derece ve altında tüketmek uygundur”.
- “Şekersiz olanlar tercih edilse bile kimyasallar, renklendiriciler ve yapay tatlandırıcılar kanser riskini artıran maddeler arasında yer almaktadır. Ayrıca alkol tüketiminin fazla olması kolon ve karaciğer kanserleri riskini artırmaktadır”.