Pedagog Brigitte Prot, ebeveyn ve çocuk arasında yaşanan ev ödevi krizine çözümler sunuyor.
Siz de her akşam aynı hikâyeyi mi yaşıyorsunuz? Çocuğunuz ödevlerini yapmamak için elinden geleni yapıyor, ilk zorlukta tüm cesareti kırılıyor ve ortam geriliyor. Sizse üzerinizde bütün günün yorgunluğuyla ağzınızdan çıkar çıkmaz pişman olacağınız sözler sarf ediyorsunuz. Ödevlerin birer çatışmaya dönüşmemesi için neler yapabilirsiniz?
Bir ritüel oluşturun. “Çocuklar planlı olunması konusunda isteklidirler” diyor Brigitte Parot. Ama aynı zamanda okuldan sonra dinlenmek ve derslerine daha iyi odaklanabilmek için gevşemeye de gereksinim duyarlar. “Ebeveynlere önerim, okuldan geldikten sonra çocuklara 45 dakikalık bir dinlenme süresi tanımaları ve ödevler için her gün belli bir saat aralığı belirlemeleri. Elbette bu süre yapılması gereken ödev
miktarına göre ayarlanmalı. Böyle bir çalışma programı oturtmak, çocuğun performansının düştüğü geç bir saatte ödevinin başına oturmasının önüne geçer. Aynı zamanda konsantrasyonunu güçlendirir ve zamanı yönetmeyi öğrenmesini sağlar. Bu tür bir ritüel belirlemek çocuğa güven aşılar ve ödevler de günlük rutininin bir parçası haline gelerek sıradan bir etkinliğe dönüşür. Bunun yanı sıra nörobilim, beynin aynı saatte düzenli olarak yapılan görevleri tamamlamada daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor.”
Sorunun kaynağını belirleyin. Ödevler, çoğu zaman göz ardı edilen birçok sorunun aydınlığa kavuşmasını sağlar: Ebeveynlerin mutlu ya da mutsuz geçen kendi okul yıllarını, çocuklarıyla yeterli zaman geçirememelerinin verdiği suçluluk duygusunu ve çocuklarının geleceğinden duydukları endişeyi hatırlatır. Bu da, ebeveynlerin ödevlere neden bu kadar önem verdiğini açıklıyor. Ancak, “Gergin bir ortamda ödev yapmak, motivasyonu azalttığı gibi kimi zaman da okul fobisine neden olur” diye anımsatıyor Parot. Her şeyden önce ödevler öğrenmeye ve kazanımları pekiştirmeye ayrılan bir zaman dilimidir. Çocuğunuz bu konuda üstünde baskı hissetmezse, çok daha huzurlu bir şekilde öğrenir, tabii ona engel olan başka bir durum yoksa. Eğer çocuk öğrenme güçlüğü çekiyor veya odaklanamıyorsa, dikkat problemi olup olmadığından emin olmak için öğretmeniyle ve bir psikologla görüşülmesinde fayda var. Günümüzde internetle birlikte öğrencilerin öğrenmeye dair ilgilerinin de azalmaya başladığını göz ardı
etmemek gerekiyor. “Yetişkinlerin önündeki en büyük zorluk, çocukları, bilginin kendilerini zenginleştirdiğine ve kendi hayatlarının başrol oyuncusu haline getirdiğine ikna edebilmek” diyor Brigitte Parot. Bunun için de çocukların bunu yaşayarak öğrenmesini sağlamak ve onlara şu soruyu sormak gerekiyor: “Hesap makinesi olmadan kafadan hesap yapabilmek senin için neyi değiştirir?”
Geride durun. Çocuğun ödevlerini organize etmesine yardımcı olmak ve anladığına emin olmak önemli ama siz öğretmen değilsiniz. Bu yüzden ona ekstra alıştırma vermeye kalkışmayın veya ödevleri onun yerine yapmayın! Bu tür davranışlarla karşılaşan bir çocuk nasıl gelişebilir ve otonom olabilir ki? İdeal olan yalnızca çocuk talep ettiğinde müdahil olmak. Eğer zamanınız yoksa özel öğretmen tutabilirsiniz. Maddi açıdan pahalı bir çözüm olmakla birlikte duygusal yatırımın eksik olduğu zamanlarda çatışma riskini azaltıyor.
Kaynak: http://www.psychologies.com.tr/kabusa-donen-odevler/