Günümüzde giderek daha fazla sayıda kişinin karşılaşır olduğu, ülkemizde yaklaşık her 3 erişkinden 1’inde görülen hipertansiyon sinsi bir hastalık. Çoğu zaman şikayete yol açmadığından ‘sessiz katil’ olarak da adlandırıldığını biliyor muydun?
Prof. Dr. İlke Sipahi, ‘yüksek kan basıncı’ anlamına gelen hipertansiyonun bazen ense ağrısı veya burun kanamasına yol açabildiğini belirterek; herhangi bir şikayete yol açsa da, açmasa da, inme, kalp krizi ve kalp yetersizliği gibi hayati sonuçlar doğurabildiğini söylüyor. Hipertansiyonu olan 10 vakadan 9’unda tam olarak sebep bilinmemekle birlikte yaş, genetik miras ve aşırı kilo önemli rol oynuyor. Sebebin tam olarak bilindiği istisnai vakalarda ise hipertansiyon, böbrekler, böbrek üstü bezleri veya tiroit bezi hastalıklarına bağlanabiliyor. İdeal tansiyon değerinin 120/80 mm cıva ve altı, ancak kan basıcı özellikle bahardan yaza geçerken mevsim değişikliğinden etkileniyor.
İşte hipertansiyon konusunda dikkat etmen gereken altın kurallar!
Havalar ısındıkça tansiyon düşebilir
Yapılan araştırmalar sıcak aylarda damarların gevşemesine bağlı olarak tansiyonun biraz düşebileceğini gösteriyor. Öyle ki, seyrek de olsa sadece kışın tansiyon ilacı alan, yazın ilaçların kesildiği hipertansiyon hastaları dahi var. Dolayısıyla sıcaklık değişiklikleri olduğunda tansiyonunu daha yakından takip ederek, alışılagelmişin dışında ölçümler olduğunda hekimine danış.
Sıvı ve tuz dengesine dikkat
Yaz aylarında terlemeye bağlı su ve tuz kaybı artabileceği için atardamarların içindeki kanın yaratacağı kan basıncı, yani tansiyon düşme yönünde eğilim gösterebiliyor. Yüksek tansiyonu olup ilaç alan hastalarda dahi tansiyon düşmeleri yaşanabiliyor ve düşük tansiyon bayılmaya bile yol açabiliyor. Tansiyon hastası olsan da olmasan da yazın sıvı tüketimine dikkat et ve çok terlediğin günler mutlaka sıvı tüketimini artır.
Çay-kahveden uzak dur
Her ne kadar yazın sıvı tüketiminin artırılması önerilse de, bu çay ve kahve tüketimini artırmak anlamına gelmemeli. Bu içeceklerin içerdiği kafein, idrar söktürücü etkiye yol açıyor ve idrarla fazla sıvı kaybı sonucu aslında negatif bir sıvı dengesi söz konusu oluyor.
Sigara ve alkolden uzak dur
Sigaranın sadece kanser ve kalp krizine değil, yüksek tansiyona da yol açabileceği iyi bilinmeli. Yine fazla alkol de hipertansiyona neden olabiliyor. Bilhassa tatillerde, kimi kişiler alkol tüketimini ciddi düzeyde artırıyor. Günlük alkol tüketiminde her 10 gramlık artışın büyük tansiyonu yaklaşık 1 milimetre cıva artırdığını bil.
Seyahate tansiyon aletini de götür
Farklı atmosferik şartlar nedeniyle farklı coğrafyalarda kan basıncında değişiklikler olduğundan tansiyon hastaları ilaçlarıyla birlikte mutlaka tansiyon aletlerini de valizlerine koymalı ve gittikleri yerde tansiyonlarını düzenli olarak ölçmeli. Gerekirse ilaçlarda doz değişikliği için hekimlerine danışmalı.
Aşırı beslenmeye dikkat
Günümüzde herşey dahil konsepti ile hizmet veren tatil köyleri epey popüler. Kimimiz bu tarz tatiller esnasında yeme – içme konusunda ipin ucunu kaçırıp kilo alabiliyoruz. Kilo aldıkça tansiyonun arttığı, öte yandan kilo verdikçe de tansiyonun düştüğü iyi bilinmeli.
Egzersiz deyip geçme
Düzenli egzersizin kan basıncını düşürdüğü yadsınamaz bir gerçek. Ancak aşırı sıcak ve nemli havalarda egzersizin sıvı dengesinde ciddi oynamalara yol açabildiği, sıcaklık yorgunluğu ve ısı çarpması riskini de artırabildiği biliniyor. Dolayısıyla aşırı sıcaklığın söz konusu olduğu günler egzersiz yapılmaması daha doğru.
11:00-14:00 arası tehlikeli saatler
Yazın 11-14 saatleri arası sıcaklık yorgunluğu ve ısı çarpması riskinin en yüksek olduğu saatler. Bu nedenle hem hipertansiyon hastalarının hem de sağlıklı kişilerin, aşırı sıcaklığın olduğu günlerde özellikle bu saatlerde dışarıda bulunmamalarında fayda var. Dışarı çıkmak zorundaysan mutlaka şapka tak, açık renkli kıyafet giy ve bol su iç.
Doktor kontrolünü ihmal etme
Uzun süren yaz tatilleri sırasında hipertansiyon hastaları hekimlerinden uzak kalabilmektedir. Eğer bu tatiller esnasında kan basıncında oynamalar, ilaç yan etkileri vb. söz konusu olursa hastalar en azından telefonla hekimlerine ulaşmalı, gerekirse tatil yaptıkları bölgede de ikinci bir hekime görünmelidirler.
Dikkat, yüksek tansiyon bu hastalıkları tetikliyor!
Uz. Dr. Gülsüm Bingöl, hipertansiyonun hasar oluşturduğu başlıca hedef organlar arasında kalp, beyin, gözler, böbrekler ve atardamarların yer aldığını söylüyor. Haliyle bu da bazı hastalıkları beraberinde getiriyor.
Kalp yetersizliği: Hipertansiyonda yüksek basıncına karşı çalışmak kalbin iş yükünü artırır. Büyük çoğunluğu kastan oluşan kalp, bu iş yükünü karşılayabilmek için kalınlaşır. Artan bu kas kitlesi kalbin öncelikle gevşeme fonksiyonunu bozar. Bu dönemde tedavi edilmezse zamanla kalbin kasılma fonksiyonu da bozulmaya başlar. Bu şekilde zamanla diyastolik (gevşeme) fonksiyon bozukluğuna sistolik (kasılma ) fonksiyon bozukluğu eklenir.
Kalp krizi: Hipertansiyon hem koroner ateroskleroz yani damar sertliği gelişimini hızlandırır hem de artan kas dokusu koroner dolaşımda değişikliklere yol açar. Koroner damarlarda direnç artar ve rezerv azalır. Bütün bu nedenlere bağlı olarak hipertansiyonu olan kişilerde kalbin beslenmesi bozulabilir. Kalp kasında kalınlaşma olan bir hasta kalp krizi geçirirse krizin ilerleme hızı daha fazladır. Hasta kriz geçirirken antihipertansif tedavi alıyorsa bu değişiklikler önlenebilir. Yine bu hastalarda iskemiye yanıt olarak daha fazla ritim bozukluğu ve ani ölüm görülebilir.
Aort anevrizması: Aortun bir veya daha fazla kısmında meydana gelen lokal genişlemelere anevrizma denir. Abdominal yani karın bölgesi aort anevrizmasına torasik yani göğüs bölgesi aort anevrizmasından daha sık rastlanır. Hastaların çoğunda herhangi bir şikayet yoktur ancak bazen bel, karın ve sırt ağrıları bulunabilir. Hipertansiyon anevrizma gelişimi için bilinen en önemli risk faktörüdür. Aort anevrizmasının önlenmesi için yüksek tansiyonun kontrol altına alınması önemlidir.
Böbrek yetersizliği: Hipertansiyon damarları etkileyen bir hastalık olduğu için kalp ve beyin gibi böbrekleri de hedef organ olarak seçmektedir. Kan basıncı ne kadar yüksekse böbrek yetersizliği gelişme riski o kadar artar. Hipertansiyon böbrek hasarının hem nedeni hem de sonucudur. Kronik böbrek hastalığı sekonder yani farklı sebeplere bağlı olarak gelişen ikinci hipertansiyonun en sık nedenidir. Bazı böbrek hastalıklarında ilk bulgu yüksek tansiyon olmaktadır.
İnme: İnme geçirme riski, hipertansiyonu olanlarda, olmayanlara göre 4-5 kat daha fazladır. Hipertansiyon hem beyine kan sağlayan damarın daralması veya tıkanması ile oluşan iskemik inmenin hem de beyin damarlarının içinde zayıf noktalar ve anevrizmalar oluşturup bunların yırtılması sonucunda kanama olması ile görülen hemorajik inmenin en önemli risk faktörüdür. Önemi görülme sıklığının çok sık olmasının yanında uygun tedavi ile oluşturduğu riskin belirgin derecede azaltılabiliyor olmasından kaynaklanır.
Görme bozuklukları: Yüksek tansiyon gözün retina denilen tabakasında damar sertliği, kanama ve hasara yol açabilir. Retina değişikliklerinin izlenmesinin hipertansiyona bağlı küçük damar hasarının doğrudan değerlendirilmesinin en önemli yolu olması nedeniyle hipertansiyonlu her hastada hem tanı hem de takip açısından önemlidir. Bir başka önemi de risk belirleyici olmasıdır.
Kimler risk grubunda?
- Ailesinde yüksek tansiyon olanlar ( Genetik yatkınlık)
- Kalp damar hastalığı olanlar
- Hamileler
- İleri yaştaki bireyler
- Fazla kilosu olanlar
- Hareketsiz kişiler
- Diyabet hastası olanlar
- Çok fazla alkol tüketenler
- Yağlı ve tuzlu besinleri sık tüketenler
- Diyette yetersiz potasyum, kalsiyum, magnezyum ve protein alanlar
- Sigara içenler
- Uyku apne sendromu olanlar
- Böbrek hastaları
- Doğum kontrol hapları, bazı ağrı kesiciler, steroidler, bazı zayıflama haplarını ve psikiyatrik ilaçları kullanan bireyler
- Bazı endokrinolojik hastalığı olanlar ( Tiroit, paratiroit, böbrek üstü bezi, hipofiz hastalıkları vs.)
Kaynak: http://www.womenshealth.com.tr/hipertansiyon-gerceklerinden-bahsedelim-mi/