Dünyanın önemli moda evlerinden FENDI’nin yeni genel müdürlük binası, Roma’nın anıtsal yapılarından biri olan Palazzo della Civiltà Italiana’da yer alıyor.
Palazzo della Civiltà Italiana, Roma havaalanından şehre doğru yol aldığınızda karşınıza çıkan başlıca yapılardan biri. Benito Mussolini’nin emriyle Fransa ve İngiltere’ye savaş açılmasından ötürü iptal edilen, aslında 1942 Dünya Fuarı için inşa edilen yapının mimarları ise Giovanni Guerrini, Ernesto Bruno La Padula ve Mario Romano. Yapımına 1938 başlanan ve 1943 yılında tamamlanan bina, Mussollini dönemi mimarisinin en iyi örneklerinden biri sayılıyor. 2003 ve 2008 yılları arasında restorasyonu gerçekleştirilen yapı, 2015 yılında lüks moda markası FENDI’nin genel müdürlük binası olarak kullanılmaya başlandı. Projenin başlangıç noktası bütün Fendi çalışanlarının bir arada olabileceği bir yapı bulmakmış. Böylece şirket sinerjisinin ve diyaloğunun artacağını düşünen yöneticiler, isteklerine uygun bir yapı bulma arayışında girmişler. Ancak, Roma’da aradıkları büyüklükte bir yapı bulmak pek kolay olmamış. Palazzo della Civiltà Italiana’nın uygun olduğunu öğrendiklerinde ise çok heyecanlanmışlar. FENDI’nin CEO’su Pietro Beccari, “İtalyan el becerisi ve mükemmeliyetini kutsayan Roma abidesi bu yapı, FENDI’nin sahip olduğu değerler ile birebir örtüşüyor. Palazzo della Civiltà Italiana’da yer alan merkez ofisimiz FENDI markasının karakteristik özellikleri olan, Romalı kökenlerimizin, İtalyan orijinimizin, geleneksel ve modern unsurları bir arada kullanmamızın adeta bir sembolü” diyor. Geometrik yapısı, tasarımı ve estetik yapısı ile FENDI’nin tasarım anlayışı ile birebir örtüşen bu yapının genel merkez olarak kullanılması adeta markanın manifestosunun fiziksel dışavurumu olmuş. Binanın mimari projesini geçekleştirecek mimarı bulmak ise oldukça kolay olmuş. Daha önce Milano’daki showroom’un bulunduğu yapıyı restore edip güzel bir mekâna dönüştüren Marco Costanzi ile çalışmaya karar veren marka, mimara yalnızca, “Zevklerimizi ve ne sevdiğimizi biliyorsun, Bizim için bir şeyler tasarla” demişler. Gerçekleştirdikleri bu proje ile İtalyan gençlerine, İtalyan mükemmeliyetçiliğini ve sahip oldukları artizantal yetenekleri göstermek açısından iyi bir örnek olmayı ümit ediyorlar. Roma, yalnızca FENDI’nin doğduğu şehir değil aynı zamanda markanın DNA’larına işlenen bir kültür.
Yaratıcılığı ve zanaatkârlığı yüceltmek amacı ile yapının giriş katı 1000 metrekarelik sergi alanı olarak düzenlenmiş. Halka açık olan bu alanda çeşitli sergiler düzenleniyor ve enstalasyonlar yer alıyor.
Anıtsal nitelik taşıyan yapının taş bir kutu formunda olması, içinden geçilemeyeceği izlemini yaratıyor. Bu nedenle, halka açık bir sergi salonu olarak tasarlanan giriş katı, yaratıcılığı ve zanaatkârlığı yüceltmek amacı ile sergi alanı olarak düzenlenmiş.
“Projede önceliğim, yapıyı yeniden tasarlamak değil, yapının orijinal fikrini koruyarak yeni bir işlev kazandırmaktı.”
Yapının cephesinde her biri sanatçıları ve zanaatkârları temsil eden 28 adet heykel bulunuyor.
FENDI ile ikinci projesini gerçekleştiren Marco Costanzi daha önce Milano’daki showroom’un tasarımını gerçekleştirmiş.
Kaynak: http://www.marieclairemaison.com.tr/gercek-bir-romali/