Belki de bunaldığınızı hissetmenizin bir sebebi, devasa bir hedefle karşı karşıya olmanızdır.
Diyelim ki ölmeden önce yapılacaklar listenizden maraton koşusunu çıkarmak istiyorsunuz. Oldukça göz korkutucu, değil mi? Southern California Üniversitesi atletizm programının kıdemli psikoloğu Dr. Lani Lawrence Lawrence’ın önerisi, sıfırdan en tepeye hemen çıkmaya çalışmak yerine, ufaktan başlayarak büyük hedefinizi başarılabilir küçük parçalara ayırıp mücadeleyi daha kolay bir hale getirmeniz: “Atletlerime şunu söylüyorum: ‘Bir fili nasıl yersiniz? Her seferinde bir ısırık alarak.”
Lawrence, adım adım ilerlemenin, kendinize olan güveninizi artıracağını ve böylece performansınızı yükselteceğini belirtiyor.
Peki, bu küçük boyutlu hedefleri oluşturma konusunda nasıl bir yol izlemelisiniz? Lawrence, hedeflerinizin spesifik, ölçülebilir, ayarlanabilir, gerçekçi ve süreyle sınırlı olması gerektiğini söylüyor. Maraton örneğine geri dönersek, Lawrence’ın dedikleri şöyle uygulanabilir:
Spesifik: Maratonu dört saatten daha kısa sürede bitirmek istiyorsunuz.
Ölçülebilir: Antrenman olarak haftanın üç ila beş günü koşacak, her koşunuza 3 km ile başlayıp her hafta mesafeyi yüzde 5 artıracaksınız.
Ayarlanabilir: Yaralandığınız veya yorgun olduğunuz günler cross-training yapabilir veya dinlenmek için kendinize ekstra bir gün ayırabilirsiniz.
Gerçekçi: Önünüzdeki üç ay boyunca koşabileceğiniz günleri ve saatleri, mesafedeki tüm artışlarla beraber hesapladınız.
Süreyle Sınırlı: Maraton antrenmanlarınızı üç ay içinde tamamlayacaksınız.