Kanada’nın Nunavut bölgesindeki Rankin Koyu’nda, İnuit avcılar Kuzey Kutup Bölgesi’nde özel bir lezzet sayılan belugayı yedeğe bağlamış çekiyor. Gıda zincirinin en tepesinde bulunan beluga yüzünden dokuları yüksek düzeyde cıva ve başka zehirli maddeler içeriyor.
Kuzeye sürüklenen kirletici maddelerin bulaştığı balina eti ve benzeri gıdalarla anne karnında cıvaya maruz kalan İnuit çocuklar düşük IQ’ya sahip oluyor.
Kanada, Quebec’in kutup bölgesinde yaşayan İnuitler, yüzyıllardır okyanusta avladıkları besin değeri yüksek gıdalarla besleniyorlar: beluga, balık, fok ve mors. Ancak bu geleneksel gıdaların bazıları beyinde hasar yaratan cıvadan bol miktarda içeriyor. Öyle ki, Kuzey Kutup bölgesinin ücra köylerinde yaşayan ve bunlarla beslenen okul çağındaki çocukların IQ’su anormal derecede düşük.
Kanada ve ABD’deki araştırmacılardan oluşan bir ekibin ortaya koyduğu sonuçlara göre, anne karnındayken cıvaya en çok maruz kalan İnuit çocukların düşük IQ’ya sahip olma ve özel eğitime ihtiyaç duyma oranı, daha az maruz kalanlara göre dört kat yüksek. Bu çocukların IQ test skorları ortalama beş puan civarında düşük seyrediyor.
Cıvanın Kuzey Atlantik’teki Faroe Adaları’nda yaşayan çocuklar üzerindeki etkisi üzerine yapılan önemli araştırmayı düzenleyenlerden Harvard Üniversitesi sinir bilimcisi Philippe Grandjean, “Bu araştırma, deniz ürünlerindeki cıvanın çocuklarda beyin gelişimini gerilettiğini gösteren kanıtlara bir yenisini daha ekliyor,” şeklinde konuştu.
Fotoğrafta görülen Grönland foku da dahil olmak üzere foklar, Kanada’nın Kuzey Kutup bölgeleri olan Nunavik ve Nunavut’un geleneksel beslenmesinde önemli bir yer tutuyor. Foklar da cıva içeriyor ama yoğunluğu belugadan daha az. [Fotoğraf: Andy Clark, Reuters]
Bilim insanları, balık tüketiminin hamile kadınlar ve anne karnındaki bebeklere sağladığı faydaları ve verdiği zararları yıllardır tartışıyorlar. Balıklar ve denizlerdeyaşayan memeliler, beyin gelişimine faydalı omega-3 yağ asidi açısından zengin. Ama bir taraftan da deniz ürünlerinde bulunan cıva ve diğer zehirli maddeler ABD ve Kanada’daki hamile kadınlara sağlık uyarısı yapılmasına neden oluyor.
Quebec’in en kuzey bölgesi Nunavik’te gerçekleştirilen en son araştırmada, İnuit çocuklarındaki cıva düzeyinin Amerikalı çocukların çoğundan daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bu çocuklardaki cıva miktarının, Çin asıllı annelerden doğan New York’lu çocuklar gibi çok balık yiyen bazı ABD nüfus gruplarında bulunanlara eşdeğer olduğu görüldü.
Okyanuslardaki cıva miktarı, büyük oranda Asya’daki kömürle işleyen elektrik santrallarının salımları nedeniyle tüm dünyada artıyor. Okyanus ve hava akımları cıvayı ve diğer zehirli maddeleri kuzeye sürüklüyor, Kuzey Kutup Bölgesi’ndeki yaban hayatında ve insanlarda birikmesine neden oluyor.
Quebec Laval Üniversitesi ve Detroit’deki Wayne Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen araştırmada, 8 ila 14 yaşları arasındaki 282 Nunavik çocuğun IQ’su, göbek bağlarındaki kanda bulunan cıva oranlarıyla karşılaştırıldı.
Kaliforniya’dan daha büyük bir alana sahip olmasına rağmen nüfusu ancak 12 bin kişiden oluşan dev Nunavik bölgesinde yaşayan çocuklar, IQ testine tabi tutulmak üzere ücra köylerinden uçakla test yerine taşındı. Esasen Amerikalı çocuklar için tasarlanan testlerdeki bazı sorular İnuit kültürünü daha iyi yansıtmak amacıyla değiştirildi. Örneğin testlerden birindeki “yanardağ” kelimesi “çığ” kelimesiyle değiştirildi.
Köylerdeki çocukların sağlık durumu, cıvaya ve deniz ürünlerindeki bir diğer zehirli madde poliklorobifenillere büyük oranda maruz kalmaları nedeniyle Laval Üniversitesi araştırmacıları tarafından 1990’lardan bu yana izleniyor. Daha önce yapılan araştırmalar, dikkat bozukluğu, devinim becerisi, kalp atış hızı, solunum ve kulak enfeksiyonları üzerinde etkisi olduğunu ortaya koymuştu.
Kanada ve Grönland’ın buzlu sularında yaşayan boğumlu kafalı küçük beyaz bir balina türü olan beluga, özel bir İnuit lezzeti olarak kabul ediliyor. Ayrıca protein ve demir gibi besin değeri yüksek temel maddeler sağlıyor. Ama belugalar aynı zamanda olağanüstü yüksek düzeyde metil cıva içeriyor. Çiğ, donmuş ya da haşlanmış olarak yenilen eti, “yerli yiyecekler” rengeyiği, kaz, fok, mors ve Alp alabalığından çok daha seyrek tüketiliyor. Ama buna rağmen bazı köylerde besin kaynaklı cıva girişinin üçte ikisini oluşturuyor.
“Memleketim Nunavik’e kadar gelen zehirli maddelerden dolayı kendimi çok kötü hissediyorum. Özellikle kızgın olmamın bir nedeni, Nunavik’te endüstri bile olmaması,” diyor Nunavik köylerinden Kuujjuaq’da yaşayan Adamie Delisle Alaku. Nunavik’teki İnuitleri temsil eden bir kuruluş olan Makivik’in başkan yardımcısı.
Mors, Nunavik ve Nunavut’taki İnuitler için bir başka geleneksel gıda. [Fotoğraf: Paul Nicklen, National Geographic]
İnuitlerin IQ Ölçümü
Nunavik’in bazı köylerinde, çocuk doğurma yaşındaki her on kadından yaklaşık sekizinin kanındaki cıva miktarı Kanada sağlık standartlarını aşıyor.
Environmental Health Perspectives dergisinde Mart ayı başında yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, göbek bağında en çok cıva bulunan çocukların IQ test skorları, daha az cıvaya maruz kalan çocuklara kıyasla ortalama 4,8 puan daha düşük. Bu çocukların, klinik açıdan öğrenme güçlüğünün sırını olarak kabul edilen 80’in altında IQ düzeyine sahip olma olasılıkları ise dört kat daha fazla.
Nunavik araştırmasında yer almayan, Britanya Kolumbiyası’ndaki Simon Fraser Üniversitesi epidomiyoloji uzmanlarından Bruce Lamphear, “kimyasalların zehir derecesi söz konusu olduğunda IQ gerçekten faydalı bir ölçüt, çünkü farklı beyin fonksiyonlarını bir araya getiren bir bilişsel beceri testi,” diyor.
Çocuklarda beş puanlık bir IQ farkını anlamak zor. Lamphear bu tür farklılıkların tüm nüfusa bakıldığında belirginleştiğini söylüyor. “Kaybedilen her IQ puanına karşılık, yaşam boyu kazançta tahmini 15 bin dolarlık düşüş oluyor,” şeklinde konuşuyor.
Bilim insanları ve yetkililer yıllardan beri düşük IQ ile cıvalı deniz ürünleri arasındaki ilişkiyi tartışıyor.
Bu tartışmalar büyük oranda bilimsel zıtlıkların etkisiyle tetikleniyor. Kılavuz balinanın geleneksel gıda olduğu Faroe Adaları’nda otuz yıl boyunca gerçekleştirilen araştırmalarda, yüksek oranda cıvaya maruz kalan çocuklar kelime haznesi, hafıza ve devinim becerisini ölçen testlerde oldukça düşük skorlar aldılar. Öte yandan Hint Okyanusu’ndaki Şeyseller’de yaşayan çocuklar üzerinde yapılan testlerde balıklardan alınan cıva miktarıyla beyin gelişimi arasında herhangi bir ilişki bulunamadı.
Bazı araştırmacılar, Şeyseller’deki balıklarda bulunan yağ asidinin cıvanın etkisini azaltmış olabileceğini tahmin ediyor. Faroeliler ise cıvayı, daha az omega-3 içeren balina etinden alıyorlar.
Araştırmayı gerçekleştirenlerden Sandra Jacobson, Kanada’nın kutup bölgesinde elde edilen yeni bulguların, deniz ürünleri ile çocukların beyinsel yetenekleri arasında ilişki olduğu fikrini güçlendirdiğini söylüyor. Araştırma, doğum öncesinde cıvaya maruz kalma durumuyla okul çağındaki çocukların IQ testi başarısını ilişkilendiren ilk çalışma.
“Yaptığımız araştırmanın değerli olmasının nedenlerinden biri, tamamen farklı araştırma grupları arasındaki farklılıkları ele alması ve tartışmaların derecesini azaltmaya katkıda bulunması,” diyor Jacobson. Wayne Eyalet Üniversitesi’nde sinir bilimci olarak çalışan Jacobson 35 yıldan bu yana endüstriyel kimyasalların beyin gelişimi üzerindeki etkilerini inceliyor. Bilim insanları, deniz ürünlerindeki beyne faydalı yağ asitleri olmasa çocukların IQ’su üzerindeki etkinin daha da güçlü olabileceğini söylüyor.
Baskı Altındaki İnutler
Geleneksel gıdaların zehirli maddeler içermesi, zaten yoksulluk ve gıda güvensizliği yüzünden zorluk içinde bulunan nüfusa daha fazla stres yüklüyor. Nunavik araştırmasındaki çocukların yarısı yeterli gıdadan yoksun, üçte birinde de demir yetersizliği var.
“Bu koşullar altında insanlara belli bazı gıdaları yememeleri gerektiğini söylemek zor. Böyle bir şey, gündelik hayatta bir sürü başka sosyal ve ekonomik sorunla uğraşan aileler üzerinde ek bir baskı oluşturuyor,” diyor araştırmayı gerçekleştirenlerden Gina Muckle. Laval Üniversitesi psikologlarından Muckle, 1990’lardan bu yana Nunavik çocukların sağlığını inceliyor.
Sağlık yetkilileri, çok kirlenmiş beluga etini daha az tüketmelerini sağlamak amacıyla son yıllarda Hudson Körfezi’nin doğu kıyısındaki hamile kadınlara bedava Alp alabalığı dağıtıyor. Bu balıkta cıva kirliliği az, yağ asidi bol.
Sağlık yetkilileri Nunavik’teki hamile kadınların daha fazla Alp alabalığı (fotoğrafta kuruyan Alp alabalıkıları gözüküyor) yemesi gerektiğini söylüyor. Alp alabalığı, belugaya oranla daha az kontamine. [Fotoğraf: Richard Olsenius, National Geographic]
İnuitler için geleneksel bir gıda olan beluga, besin kaynağı olmasının yanı sıra sanattan öykücülüğe kadar İnuit kültürünün önemli bir parçası.
“Yaşamımız, kültürümüz ve varlığımız, Arktik Okyanusu’ndan çıkardığımız yaban hayat kaynaklarıyla ayrılmaz bir bütün oluşturuyor. Biz, yaşamak için doğadan aldığımız kaynaklarla birlikte biz oluyoruz,” diyor Alaku.
İnuitleri uzun zamandır rahatsız eden bazı temel zehirli maddeler konusunda ise iyi haberler var. Araştırmacılar, Nunavik’te yaptıkları çalışmalarda poliklorobifeniller ile IQ arasında herhangi bir ilişki bulamadılar. ABD’deki Michigan Gölü’nden çıkan PCB’li balık yiyen Büyük Göller bölgesindeki annelerin çocukları arasında yapılan daha önceki bir araştırmada böyle bir ilişkinin varlığı saptanmıştı.
“PCB düzeyi zaman içinde azaldı. İnuit çocukların, 1980’lerde Büyük Göller’de var olandan daha az nörotoksik kimyasala maruz kalmış olması muhtemel,” diyor Wayne State Üniversitesi’nde sinirbilimci Joseph Jacobson. Nunavik ve Michigan Gölü araştırmalarını eşi Sandra ile birlikte gerçekleştirmiş.
Çocuklar üzerinde yapılan araştırmalara dayanan ABD yetkilileri, hamile ve emzikli kadınlara yüksek cıva içeren balıkları –Meksika Körfezi’nde avlanan kiremitbalığı, köpekbalığı, kılıçbalığı ve kral uskumru– yememelerini öneriyor. Ayrıca uzunkanat orkinos tüketimini de haftada 170 gramla sınırlamaları gerektiğini belirtiyor.
Kaynak: http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/kesfet/dunyanin-zehirledigi-cocuklar/2480