Hayvanat bahçeleri, çita yavrularını köpek yavrularıyla birlikte büyütmenin büyük kedilerin gerginliğini azalttığını fark etti.
Bu aralar türler arası arkadaşlıklar çok revaçta. Özellikle de bu arkadaşlık kedi ve köpek gibi ezeli rakipler arasındaysa.
Kumbali adlı çita ile Kago adlı labradorun dostluğuna bakın örneğin. Bu ikili, Virginia’daki Metro Richmond Hayvanat Bahçesi’nde doğan Kumbali adlı yavrunun annesinin gözetiminde beklendiği kadar gelişememesi sonucu arkadaş oldu. Anne çita üç yavru doğurmuştu ve memeleri yavrularına yetecek kadar süt salamıyordu. Hayvanat bahçesi yetkililerinin duruma müdahale etmesi gerekti.
Kumbali ve Kago’nun nasıl oynadığını izleyin.
Şişeden emzirme sonucu yavru çita serpilip gelişse ve daha mutlu bir hale gelse de Kumbali’nin hayvanat bahçelerinin ona veremeyeceği bir şeye ihtiyacı vardı: sıcak (ve sürekli yanında olacak) bir yol arkadaşı.
Erkek çitalar yalnız yaşıyor ve arazisine sahip çıkıyor olabilir, fakat diğer erkeklerle de sık sık bir araya gelip iletişim kuruyorlar. Esaret altındaki çitalarda bu durum yaşanmıyor; üstelik esaret altındaki çitalar stresten daha kolay etkileniyor.
Çitalar dövüşmekten ziyade koşmak için yaratılmış hayvanlar. Bu büyük kediler büyüdükçe diken üstünde oluyorlar; gözleri sürekli etrafta dolaşan diğer yırtıcıları tarıyor ve çok kısa bir sürede inanılmaz derecede hızlanarak harekete geçmeye hazır bir şekilde bekliyorlar. Hayvanat bahçesi gibi bir ortamda gerginlikten doğan bu enerjinin deşarj olabileceği bir yer yok.
Geçtiğimiz yıllarda San Diego Hayvanat Bahçesi’nin başarısını örnek alan bir dizi hayvanat bahçesi de çita yavrularının stresini azaltmak ve yabanıl enerjileriyle başa çıkabilmek için bu büyük kedi yavrularını köpek yavrularıyla birlikte büyütmeye başladı.
Bu Kumbali ve Kago’da epey işe yaradı ve iki yavru hayvan –alışılmış kedi–köpek ilişkisinden bihaber bir şekilde– kısa sürede kardeşlik benzeri bir ilişki geliştirdiler.
Bu formülün işe yaramasında seçilen köpeklerin genelde kurtarılmış alelade köpekler -veya bazen labrador veya çoban köpeği gibi türler- olmasının payı var. Bu köpeklerin çita yavruları üzerinde sakinleştirici bir etkisi oluyor. Ayrıca köpek yavruları, büyük kedi yavrularının oyunlarına –sık sık pençe ve dişler sahneye çıkabiliyor– karşı toleranslı oluyorlar.
Ayrıca muhteşem birer öğretmen olan köpekler, normalde çita yavrularının kardeşleri veya annelerinden alacağı sosyal iletişim işaretlerini de sağlıyor kedi yavrularına.
Köpek Yine Köpek, Kedi Yine Kedi
İlginç bir şekilde köpekler ve çitalar Afrika’nın çeşitli bölglerinde birbirinden oldukça farklı ilişkiler geliştiriyor; fakat buradaki büyük kediler için ayrıca değerli bir ilişki.
Tehlike altındaki büyük kedi türünün son sığınaklarından biri olan Namibya’da, çitalar bazen –kedilerin ve insanların arazilerinin kesiştiği noktalarda– çiftçilerin hayvanlarını avlayabiliyor. Çiftçilerse ineklerini kaybetmemek adına (ineğin ölmesi çiftçi adına büyük bir mali kayıp anlamına geliyor) çitalara karşılık verebiliyorlar. 1980’lerde mülklerini korumak isteyen çiftçiler tek başlarına 3000’den fazla çitayı öldürdü ve büyük kedilerin bölgedeki nüfusunu neredeyse yarıya indirdi.
1990’larda kar amacı gütmeyen Çita Koruma Fonu kısmi bir koruma sundu ve bölge çiftçileriyle işbirliği yaparak bölgeye alışılmadık bir koruma aracı getirdi. Artık bu iş için üretilmiş köpek türleri, özellikle Anadolu çoban köpekleri ve Kangallar sürüyle birlikte büyüyor ve fazla yaklaşan çitaları çiftçiler silahlarını dolduramadan bölgeden kaçırıyor. Fon bu taktiğin gayet başarılı olduğunu, yakalanan ve öldürülen çitaların sayısında en az yüzde 80’lik bir azalma olduğunu söylüyor.
Bu bir arkadaşlık mı? Öyle sayılır. Köpekler yalnızca ABD’deki hayvanat bahçelerinde çitalarla birlikte hoplayıp zıplamakla kalmıyor, aynı zamanda çitalara da göz kulak oluyorlar.