Çin gümrük vergisi savaşında ABD’yle baş edemez ama…
ABD Başkanı Donald Trump Çin’le olan ticaretin ABD’nin aleyhine olduğu gerekçesiyle anti damping vergileri uygulamasında çıtayı sürekli yükseltirken, Çin de buna misillemede bulunmak için harekete geçiyor. Peki bu ticari savaş nereye varacak?
Çin ABD’den yeterince mal ithal etmediği için makasın gittikçe açıldığı ticaret savaşında Washington’la başa baş bir mücadele sürdüremez ama yine de tamamen savunmasız da sayılmaz.
Başkan Donald Trump pazartesi günü yaptığı açıklamada Çin menşeli ürünlere 200 milyar dolarlık gümrük vergisi uygulamakla tehdit etti ve Çin’in, ABD’nin haksız bulduğu ticaret bariyerlerini indirmemesi halinde 200 milyar dolarlık ilave yaptırımların daha masada olduğunun mesajını verdi. Beyaz Saray halen 50 milyar dolarlık Çin menşeli ürünlere gümrük vergisi uygulamasının beklemede olduğunu belirtiyor.
Trump pazartesi günü yaptığı açıklamada da Pekin yönetimini sert bir dille eleştirerek, “bu uygulamaları değiştirmek yerine (Çin) yanlış hiçbir şey yapmayan ABD’li şirketleri, işçileri ve çiftçileri tehdit ediyor” diyor.
Çin yönetimi ilk olarak, Trump’ın 2016 yılındaki seçimleri kazanmasında önemli bir rol oynayan eyaletlerde üretilen ABD ürünlerini hedef aldı. Bu kapsamda, Çin Trump’ı köşeye sıkıştırmak ve kararından vazgeçirmeye zorlamak için Iowa ve diğer orta batı eyaletlerindeki çiftliklerden soya fasulyesi alımını durdurdu.
Çin yönetiminin aynı zamanda ticaret savaşları patlak verdiğinde yurttaşlarını ve iş dünyasını yabancı malları boykot etmeye teşvik için resmi ve gayri resmi adımlar attığı biliniyor.
High Frequency Economics’ten uluslararası baş ekonomist Carl Weinburg, geçmişte Japon ve Koreli şirketlerin bu şekilde nasıl cezalandırıldıklarına dair sayısız örnek olduğunu söylüyor.
Bu tür taktikler Çin’de iş yapan General Motors, Gneeral Electric, Starbucks ve Apple gibi şirketleri zor durumda bırakabilir. ABD’li şirketler her yıl Çin’e on milyarlarca dolarlık yatırım yapıyorlar.
Ancak Çin’in artık etkili bir şekilde kullanamayacağı bir silah var; o da devalüasyon yani yuanın değerini düşürmek.
Çin bu taktiği geçmiş yıllarda denedi ama artık çok daha geniş çaplı bir ekonomiye sahip. Yuanın değerinin düşürülmesi hükümetin paranın değerini stabilize etme çabalarını sekteye uğratırken, ABD dışında daha pek çok ülkeyi kızdıracak ve hatta Çin’i daha fazla ABD tahvili almaya zorlayabilecektir.
Kısacası, bu savaşta Çin’in ABD’ye karşı kullanabileceği fazla bir koz yok. Her ne kadar hükümet Trump’a sert sözlerle karşılık verdiyse de, ticaret savaşında Çin’in kaybı çok daha fazla olacaktır. Çin geçen yıl ABD’ye 505,5 milyar dolarlık mal ihraç etti buna karşılık ithalatı 129,9 milyar dolarda kaldı.
FTN Financial Group’tan baş ekonomist Chris Low, Çin’in gümrük vergileriyle baş edebilecek kadar çok ABD menşeli mal ithal etmediğine dikkat çekiyor.
Bu gittikçe tırmanan kavga her iki ülkeye de şimdiden zarar vermiş durumda. Çin hisse piyasası şubat ayından beri yüzde 20 oranında gerilerken, Asya kıtasının dev ekonomisinin de soğumaya başladığı görülüyor.
ABD’de ise Dow Jones sanayi endeksi dünkü işlemlerde yüzde 1,15 oranında değer kaybederken, üst üste beşinci kez gerilemiş oldu.