Çocuklardan gelen bu tip sorular göründüğü kadar masum olmayabilir. Çocuklar, ebeveynlerini test eder ve onların açık, yapıcı yanıtlar vermesini bekler. Söz konusu para olunca konuşmaktan kaçınıyoruz ama çocukların paranın hayattaki rolünü anlamaları ilerde kendi ayakları üzerinde duran bireyler olmalarını sağlıyor.
Derleyen: Damla KELLECİOĞLU
Paradan söz etmek bizim için genellikle kaba ve uygunsuz bir davranış olarak değerlendirilir. Bu yaklaşım, çocukların parayı giderek bir zevk aracı olarak gördüğünü anlamazdan gelmek demek oluyor. Bir diğer tartışma da ödül ve ceza konusu üzerine yaşanıyor. “Para kirlidir”, “Para alın teriyle kazanılır” gibi cümleler, aile içinde sınırlayıcı inançlar doğmasına yol açarak kulaktan kulağa gezinir. Manibux’ın kurucusu Psikolojik Danışman Canan Akmanoğlu Bayrak, “Çocuklarımız parayla ne kadar geç tanışırsa, o kadar iyi olacağını, böylelikle onları dünyanın kötülüklerinden ve ileride yaşayacağı maddi sıkıntılardan koruyabileceğimizi düşünüyoruz” diyor. “Parayla bütün ilişkiyi biz kurduğumuzda, sonra da çocuklarımız büyüyüp yetişkin olduğunda neden bu kadar çok kredi kartı borcu yaptıklarını anlayamayız. Oysa hiçbir beceri birden gerçekleşmez. Kendi parasının sorumluluğunu alabilmek küçük yaşlarda kazanılması gereken bir beceridir. Zamanla ve deneyimle pekişir. Hayatın her alanında olduğu gibi para konusunda da kendi sorumluluğunu almaya başlayan çocuklar, ileride kendi parasını yönetebilen bireyler olacaklardır.”
Bayrak’a göre harçlık, çocukların hayatları boyunca ihtiyaç duyacakları para yönetme becerisinin temelini oluşturuyor. Peki bu temel nasıl inşa edilecek? İşte çocukluktan ergenliğe kadar paranın değerine ve rolüne ilişkin nasıl bir yaklaşım oluşturulabileceğine ve doğru alışkanlıkların nasıl kazandırılacağına dair bir yol haritası.
4-5 YAŞ: PARADAN YALNIZCA SÖZ EDİN
Her şeyin bir bedeli var. O gün üçüncü dondurmasını isteyen 4 yaşındaki Sinan’ın annesi, parasının kalmadığını söylüyor. Sinan, kaygısızca, “Git, duvardan para çıkar!” diye cevap verebiliyor. Çünkü para onun için duvarın içindeki ATM’den çekilen ve her hoşuna gideni almasını sağlayan soyut bir kavramdan ibaret. Paranın nereden geldiğini ve ne yapmakta kullanıldığını öğrenmesi sistemimizin temellerini anlamasına yardımcı olur. Klinik Psikolog Christine Brunet ve Yazar Anne-Cécile Sarfati, “Hayatta vazgeçilmez şeyler (ev, yiyecek, elektrik…) ve keyif yapmak için kullanılan şeyler (tatil, oyun, şekerleme…) vardır” diyor. “Her şeyin bir bedeli vardır ve sahip olmak veya kullanmak için para ödemek gerekir. Para ise bankada dağıtılan bir şey değildir, çalışarak elde edilmesi gerekir. Yetişkinler bir mesleği sadece sevdiğinden değil, çalışmak para getirdiği için de yapar.”
Ziyan etmemek gerekir. Çocuğunuz tabağındaki yemeğini hiçbir zaman bitirmiyorsa, “Zavallı küçük Afrikalı çocuklar” öyküleriyle onu suçlu hissettirmeye çalışmayın; ona yiyeceklerin ziyan edilmemesi gerektiğini anlatın. Neden çıkarken ışıkları söndürdüğünüzü, neden duşta suyu iki saat açık bırakmadığınızı onunla paylaşın. Zamanla hareketlerinizi taklit etmeye başlar.
Bu para senin değil. Bulduğu ya da ortalıkta boşta duran paraları kendisininmiş gibi benimsememesini sağlamak, paranın değerini anlamasına yardımcı olur. Paranın sahibini aramak ya da parayı muhtaç bir kişiye vermek, ona paranın ahlaki anlamını öğretir.
Evet, fakirlik diye bir şey var. Sokakta yaşayan bir adamın karşısında çocuğunuzun gözleri kocaman açılıyor. “Şuradaki adam neden fakir?” sorusunu soran çocuk, içinin rahatlatılmasına ihtiyaç duyuyor. Ona adamın mutsuz olduğunu, şu sıra hayatta ciddi zorluklar yaşadığını ama gönüllülerin zor durumdaki insanlara yardım ettiğini, isterse büyüyünce onun da yardım edebileceğini ve resmi kuruluşların durumu değiştirmek için çalıştığını anlatabilirsiniz. Sizi rahatsız eden sorulardan kaçınmanız kötü sonuçlar doğurur ve çocuk üzerinde olumsuz etki yaratır. Ancak yapıcı bir söylem benimserseniz, kendisini yeniden iyi hissetmesini sağlayabilirsiniz. Brunet ve Sarfati, “Eğer endişe hali sürerse, sizin böyle bir durumla karşı karşıya olmadığınızı ve tam olarak da bu gibi bir durumla karşılaşmamak için çalıştığınızı söyleyebilirsiniz” diyor.
7 YAŞ: SORUMLULUK VERİN
Günde bir lira. İşte onun büyümekte olduğunu kabul ettiğinizin kanıtı. Günde bir lira, küçük de olsa sorumluluk alması ve yavaştan bağımsız karar verebilmesi demek. Başlangıçta parasıyla ne yapacağı üzerine birlikte akıl yürütebilirsiniz ama kararlarına fazla müdahale etmemeye özen gösterin. Bir lirasını yeni şeyler öğretmenin bir yolu olarak görmeyin. Brunet ve Sarfati’ye göre, “Cep harçlığınla şu şekerlemeyi alabilirsin” yerine “Yemeğe oturmamıza bir saat kaldı, şimdi şeker yemenin sırası değil” demeyi seçmelisiniz.
Ayrıca ev işlerine yardım ettiğinde, ona asla para vermemelisiniz. Masayı toplamanıza yardım etmesi ve odasını toplaması zaten yapması gereken işler. Aynı şekilde, yaramazlık yaptığı gerekçesiyle harçlığını asla kesmemelisiniz, çünkü parayı duygularla ilişkilendirmemeli.
Annen şu anda çalışmıyor. Finansal açıdan zor bir dönemden geçiyorsanız, çocuğunuzun bu durumu anlaması gerekir. Sizin sırdaşınız olmadığını unutmadan, basit bir şekilde mesleki sorunlar yaşadığınızı, iş aradığınızı anlatabilirsiniz. Böylece endişeleri azalabilir ve kendini sorunlarınızdan sorumlu hissetmez.
Hırsızlık yapmıyoruz, çünkü kanunlar var. Satın alamadığımız şeyi almıyoruz, çünkü kanunlar buna karşı. Çocuk, toplum yaşamının kurallarını ne kadar erken öğrenirse, o kadar kolay benimser ve ileride onu o kadar az uyarmak zorunda kalırsınız. Eğer bir şey çaldıysa, mağazada olay çıkarmaktan kaçınarak, ona sakince durumu açıklayıp hareketinin sonuçlarını anlatabilirsiniz. Örneğin, mağazadaki satıcı eksik üründen sorumludur ve bir şey çalındığında sorumluluk onundur. Kendisinin bu davranışı yüzünden başkalarının da kötü duruma düşeceği anlatılabilir.
12 YAŞ: PARASINI YÖNETMEYİ ÖĞRETİN
Kumbaradan birikim hesabına. Para yönetimi ve tasarruf bu yaşta öğrenilir. İki çocuk annesi Begüm, konuyla ilgili deneyimini şöyle aktarıyor: “Her ay başında çocuklarıma harçlıklarını veriyorum. 12 yaşındaki ayda 50 TL, 13 yaşındakiyse 60 TL alarak sinema, yemek gibi masraflarını karşılayıp benim bütçemi aşan isteklerini alabiliyor. Biri hesabını iyi biliyor, diğeri tüm parasını ilk hafta harcıyor, yine de harcamalarını düzenli olarak takip ediyor.”
Cep harçlığı okulda alınan sonuçlardan bağımsız olmalı. Yaşlara göre farklı tutarlar vermek uygun olsa da, okuldaki başarı durumu bu tutarı kesinlikle etkilememeli. Çocuk kendisi için ders çalışmalı, para kazanmak için değil. Cep harçlığını aldığı notlara göre kısmak, ailedeki daha becerikli bir çocuğa kıyasla onu cezalandırmak anlamına gelebilir. Buna karşın, örneğin dördüncü kez kaybettiği pergeli bu kez cep harçlığıyla almasını istemek kötü bir fikir sayılmaz.
16-18 YAŞ: ADIM ADIM BAĞIMSIZLIĞINA EŞLİK EDİN
Sabit bir bütçede anlaşın. Hâlâ ailesine bağımlı olsa da para, ergenlik döneminde onun için özgürlük ve kendine yetebilme anlamına gelir. Her şeyin satın alınıp satıldığı bir dünyada, tüm arzularını derhal tatmin etmekle uzun soluklu bir hayali gerçeğe dönüştürmek üzere para biriktirmek arasında seçimler yapması gerekir. Genelde avans istemesine ya da harçlık tutarını yeniden pazarlığa açmasına neden olan seçimler söz konusudur. Onunla kayıtsız şartsız bir tutarda anlaşın, bütçe oluşturmasına yardımcı olun ve bırakın başının çaresine baksın. Pek çok çatışmayı böylece önlemiş olursunuz. Böylece hesabını bilir ama en önemlisi bağımsızlığa adım adım yaklaşır. Ancak ona verdiğiniz parayı asla bir baskı yolu gibi görmeyin. “Ya söylediğimizi yaparsın ya da sana beş kuruş vermeyiz” yanlış bir yaklaşımdır. Tıpkı duygularınız gibi, onun size karşı davranışları da paraya çevrilemez. Tüm taleplerine boyun eğmek kendi kendine yetebilmesine engel olur.
Kendini kanıtlayabileceği küçük işler. Ergenlik çağındakilerin ihtiyaç duyduğu tutar çoğu zaman cep harçlıklarından daha fazladır. Aile yakınlarının yanında küçük işler üstlenerek, ergenin sorumluluk alması ve daha az bağımlı hale gelmesi sağlanabilir. Orta halli bazı ailelerin çocukları için bu küçük işler tek gelir kaynağı da olabilir. Genç birey böylece iş dünyasıyla da tanışmaya başlar. Para kazanmanın ve çabalarının karşılığını istediği gibi harcamanın tadını keşfeder.
Hırsızlık: Bir yardım çağrısı. Hırsızlık için kullanılan pek çok sözcük var: Aşırmak, araklamak, indirmek, çalmak, yürütmek… Ergenler hırsızlığın aslında nasıl bir gerçeklik olduğunun farkındadır. Ancak bu zaman zaman onlara bir eşitsizliğin giderilmesi, arkadaşlar arası bir ritüel, para kazanmanın bir yolu gibi gelebilir. Ergenin neden böyle davrandığını anlamasına yardımcı olmak, bu davranışın kendisine yakışmadığı konusunda bilinçlenmesini sağlar. Psikolog Françoise Dolto, “Hırsızlık, aslında bir şeylerin yolunda gitmediğinin habercisidir. Altında daha derin sorunlar yatıyor olabilir ve bir yardım çağrısı anlamına gelebilir” diyor.
Deneyiminiz onun için yararlı. Ona kendi seçimlerinizden, pişmanlıklarınızdan, hatalarınızdan, başarılarınızdan ve para kazanabilmek için ne kadar cesur olmanız gerektiğinden söz edin. Bu örnekler, daha sonra izleyeceği yol ile ilgili fikir sahibi olmasına yardımcı olur.
“Çocukların öğrenmesi gereken ilk ders: Her istediği anında olmaz”
Psikolojik Danışman ve manibux’ın kurucusu Canan Akmanoğlu Bayrak, parasını yönetebilen daha özgür ve kendine güvenen bireyler yetiştirmenin, çocuklara küçük yaşlarda para yönetimini öğretmekten geçtiğini söylüyor.
“Yapılan araştırmalar harçlığın çocukların kişisel gelişimi için temel olduğunu gösteriyor. Küçük yaşlarda harçlıklarını kendi istedikleri gibi kullanıp, özgür bırakılan çocukların hayatları boyunca ihtiyaç duyacakları para yönetme becerisini kazandıkları ortaya çıkmıştır. Günümüz teknolojilerini kullanan harçlık yönetim sistemleri ve harçlık kartı gibi ön ödemeli kartların kolaylığı sayesinde anne babaların kontrolü de kolaylaştı. Para harcamanın çok kolay ve düşünülmeden yapıldığı yönünde bir algı olsa da para harcamak karar vermek demektir. Doğru kararlar verebilmek de beceri ister ve çok zordur. Çocuklarımıza para yönetimini öğretirken karar verme becerilerini geliştirmek önemli çıkış noktalarımızdan biri olmalıdır. Para harcama konusunda da sınırlarını belirlemek ama hareket edebilecekleri alan bırakmak ve kendi kontrollerini almalarına fırsat tanımak, çocuklarımızı özgürleştireceği gibi sorumluluklarını geliştirir.
Çocuklarımıza harçlıkla öğretmeye çalıştığımız aslında tasarruf bilincidir. Eline geçen paranın hepsini harcamak değil, bir kısmını biriktirip geri kalanını ihtiyaçları için harcayabileceği bilincini yerleştirmektir. Bazen istediğimiz şeyler için beklememiz gerekebilir. Çocuklarımızın ilk olarak öğrenmeleri gereken ders budur. Her istedikleri de anında olamaz. Her istediklerini hemen alamayacakları zamanlar olabilir. Bunun için tasarruf yapmayı ve istedikleri şeyi alabilmek için bütçelerini düzenleyip para yönetimlerini yapabilme becerilerini geliştirmeyi öğrenmelidirler. Haftalık ya da aylık olarak verdiğiniz harçlıktan kendi bütçesini yaparak, kendine hedefler koyarak özel ihtiyaç ve gereksinimleri için harçlığından bir miktar tasarruf edebilir. Harçlığını yönetebilen çocuklar, tasarruf bilincine sahip, birikim yapmada zorlanmayan yetişkinler olurlar.”
Kaynak: http://www.psychologies.com.tr/baba-biz-zengin-miyiz/