Anne-Kız ilişkileri; sinema için her zaman önemli bir figür olmuştur; hem de tür farketmeksizin!
İşte hazır Anneler Günü de yaklaşıyorken; anne-kız izlemeniz gereken en iyi 12 film:
Mermaids
Charlotte Flax, sıradışı annesi Rachel ve kızkardeşi Kate ile birlikte yaşayan 15 yaşındaki bir genç kızdır. Kendisine Mrs. Flax ismini veren annesi, işyerinde meydana gelen bir sorun nedeniyle taşınacaklarını söyler ve Eastport isimli küçük bir kasabaya yerleşirler. Charlotte, yahudi olmalarına rağmen katoliklere karşı büyük bir takıntısı olan ve katolik bir rahibe olmayı kafasına koyan ilginç bir çocukken, kız kardeşi Kate henüz bebekken yüzmeyi öğrenen, 9 yaşındaki bir yüzme şampiyonudur. Annesi Rachel ise sıradışı bir kişiliğe sahip özgür ruhlu bir kadındır. Üçünün sürdüğü hayat ise son derece eğlenceli ve trajik anlara sahne olur.
Gülerken düşündürebilme özelliğine sahip olan filmin başrollerinde Cher, Winona Rider ve Christina Ricci gibi ünlü isimler yer alıyor.
Aliens
Noİlk Alien(Yaratık) filminden 57 sonrasını anlatan film, Nostromo’da hayatta kalan tek kişi olan Ellen Ripley’in yıllar sonra uyanışıyla başlıyor. Ripley kısa bir süre sonra yaratık yumurtalarına rastladıkları gezegende garip şeyler olduğunu, bu ıssız yerin artık bir yerleşim yeri haline geldiğini ve yaratıkların bir koloni kurduklarını anlatıyor; ancak şirket yetkilileri bu felaket uyarısına inanmıyor. Kolonicilerle aralarındaki bağlantı aniden koptuğunda Ripley, kendine bir ekip kurup bu işi tek başına halletmek için gezegene geri dönüyor.
Sinema tarihinin kült yapımlarından olan Yaratık serisinin bu filmi iki Oscar kazandı; yönetmen koltuğunda ise Ridley Scott yerine bu kez James Cameron var.
Brave
Merida, Kral Fergus ve Kraliçe Elinor’un okçuluk konusunda oldukça yetenekli ama bir kadar da deli fişek kızlarıdır. Kaderinin kendi elinde olduğuna inan Merinda, ülkede yüzyıllardan beri gelen bir geleneğe karşı çıkar. Lord MacGuffin, Lord Macintosh ve Lord Dingwall bu yetenekli, kızıl saçlı kızdan hiç hoşlanmazlar ve Merida’nın kararları krallık içerisindeki düzeni bozar. Bilge Kadın’a başvurduğunda ise uğursuz bir dileğin onu beklediğini öğrenir. Merinda ardı sıra gelen tehlikeli güçlerin farkına varır ve daha fazla gecikmeden korkunç laneti ortadan kaldırmaya çalışırken bir ayndan da gerçek cesaret ile yüzleşir…
Divine Secrets of the Ya-Ya Sisterhood
Genç bir kadın olan Siddalee ‘Sidda’ Walker bir gün oldukça esrarengiz bir posta alır. Kendisine gelen paketin içinden çıkan ve annesine ait olan, yadigar bir günlükle karşılaşır. Sidda, günlüğü okumaya başlar. Okuduğu her sayfa onu annesine hem biraz daha yaklaştıracak, hem de ondan uzaklaşacaktır. Annesi ve onun iki kız arkadaşının birlikte çıktığı maceralar, annesi hakkında öğrendiği yeni gerçekler ve annesinin başından geçen ilginç olaylar Sidda’yı derinden etkileyecektir.
Freaky Friday
Tess Coleman ile ergenlik çağındaki kızı Anna arasındaki gözle görünür kuşak farkı, aralarında ciddi anlaşmazlıklara neden olur. İkisi de birbirlerinin tercihlerini anlamakta fazlasıyla zorlanırlar. Perşembe akşamı bir Çin lokantasında ciddi bir tartışmanın orta yerinde bulurlar kendilerini. Her ikisi de restorandan birer fal kurabiyesi alır ve yemeleri ile birlikte ertesi gün, karşılıklı olarak bedenleri içinde yer değiştirmiş halde bulurlar kendilerini. Yeni kimliklerine uyum sağladıkça birbirlerini daha iyi anlamaya başlarlar. Nihayetinde ancak karşılıklı olarak ortaya koydukları öz saygı ile olayları ve durumları birbirinden ayırabilmeleri gerçek olabilecektir. Filmin 1976 yapımı ilk versiyonunda Jodie Foster rol almıştı. Bu kez Jamie Lee Curtis ile izleyicisiyle buluşuyor.
Steel Magnolias
1980’li yıllarda Louisiana’da yaşayan bir grup kadının bazı sorunları vardır. Kiminin kocası ölmüştür, kimi depresiftir, kimi daha evlenememiştir bile. Böylelikle bu kadınlar giderek kendilerini dedikodunun dayanılmaz çekiciliğine kaptırırlar. Dedikodu bu kadınların en iyi yaptığı şeydir. Dışarda başka insanlarda arayıp da bulamadıkları birçok şeyi kendi aralarında ve bu küçük güzellik salonunda bulurlar.
Mrs. Doubtfire
Daniel ve Miranda’nın evlilikleri hiç iyi gitmemektedir. Miranda, Daniel’in ne kadar iyi baba olduğunun farkında olsa da onu çok sorumsuz bulmaktadır. Karısına ve çocuklarına karşı büyük bir sevgi besleyen Daniel istemeye istemeye boşanmayı kabul eder.
Fakat mahkemenin çocukları annelerine vermesi sonucu çocuklarından ayrı kalmak zorunda kalan Daniel, bu duruma bir çözüm bulmaya kararlıdır. En iyi bulduğu çözüm ise dadı kılığına girerek çocuklarının bakıcısı olmaktır. Bu şekilde olduğundan bambaşka bir karaktere bürünerek çocuklarının ve karısının güvenlerini tekrar kazanan Daniel’in başı, aksiliklerden kurtulmayacaktır.
Chris Columbus’un yönettiği Mrs. Doubtfire, 1994 yılında En İyi Makyaj dalında Oscar sahibi olmuştu.
Erin Brockovich
Erin Brockovich, insana insan gibi davranılmasının en doğrusu olacağını düşünen bir halk kahramanıdır. Kendini dünya üzerinde haksızlığa uğrayan insanların haklarını aramaya ve onlara yardım etmeye adamıştır. Farkındadır ki bu insanlara yardım ederken kendi hayatına da benzer yardımlarda bulunmakta ve daha iyi bir insan olmaktadır. Julia Roberts’ın filmografisinin Oscarlı performansı olan yapım, hukuk eğitimi almamış olmasına rağmen, insan sağlığını tehdit eden çok önemli davalarda haklının kazanmasını sağlayan sıradan ama mücadeleci bir kadının öyküsünü anlatıyor. Erin Brockovich karakterinin de gerçekten hayattan uyarlandığını ve filmin yönetmenliğini Steven Soderberg’in üstlendiğini hatırlatalım.
Anywhere But Here
Sene 1995… Ann ve Annesi Adele, 20 yıllık bir Mercedes ile yeni hayatlarına doğru yola çıkarlar. İstikamet bir hayaller kasabası olan Beverly Hills’dir. Wisconsin’de eski yaşadıkları yer olan boğucu ve bunaltıcı Bay City’den bir uzaklaşmadır bu. Geleceklerine kendi başlarına yön verebilecekleri bir yere yerleşmeyi hayal etmektedirler. Aralarındaki fazlasıyla samimi ancak temelde çatışmalı ilişki ise, hayattan farklı şeyler bekleyen iki insanın hayata karşı garip konumlanmasıdır. Anne-kız, yeni bir hayata başlamanın eşiğindedirler.
Wayne Wang tarafından yönetilen Anywhere But Here’in başrollerinde Susan Sarandon ve Natalie Portman’ı görüyoruz.
Mamma Mia!
Merly Streep’in en eğlenceli filmlerinden biri olan bir müzikal Mamma Mia. Sophie babasız büyümüş ve bunun hasretini çeken, güzel bir kızdır. Babasının kimliğini keşfetmeyi ümit eden Sophie Sheridan’ın öyküsü, ünlü pop grubu ABBA’nın hit şarkıları eşliğinde anlatılır. Sophie Sheridan evlenecek yaşa gelmiştir. Nikahtan bir gün öncesinde annesi Donna’nın 20 yıl önce ziyaret ettiği Yunan adalarında yaşadığı geçmişinden üç erkek birden getirir. Donna karda yürüyen ve izini belli etmeyen bir çapkın kadındır aslında ve kızının gerçek babasının kim olduğunu bilmemektedir. Başrolünde 14 kez Oscar adaylığı elde eden ve iki kez Oscar kazanan efsanevi oyuncu Meryl Streep’in oynadığı Mamma Mia, İsveçli müzik grubu ABBA’nın şarkılarını temel alan aynı adlı Broadway müzikalinin sinema film uyarlaması. Filmin ismi de, grubun 1975 yılında müzik listelerinin zirvesine çıkan Mamma Mia adlı şarkısından alınmış.
Little Miss Sunshine
Hoover ailesi, uzaktan bakılırsa oldukça sıradan ve modern bir Amerikan ailesidir. Ancak birbirlerine taban tabana zıt üyeleriyle ve çatışmalarıyla aslında hiç de öyle değildir. Küçük, akıllı ancak şişman kızları Olive’in tüm hayali ülkenin öteki yakasında düzenlenecek bir güzellik yarışmasına katılmaktır. Eski bir minibüse atlayarak yola çıkan aile, bu yolda bir aile olmanın ne demek olduğunu yeniden keşfedecektir.
Amerikan Bağımsızlarının son dönemdeki yüz aklarından biri olan Küçük Gün Işığım, özellikle Steve Carell’in enfes oyunculuğuyla ve tatlı mizahıyla şenleniyor.
The Kids Are All Right
Nic ve Jules, yapay döllenme yoluyla dünyaya gelmiş 2 çocuk sahibi lezbiyen bir çifttir. Artık ergenliğe adım atan çocukları ise babalarıyla tanışmak istemektedirler. Babalarının izini süren çocuklar sonunda gerçek babaları Paul’le tanışırlar. Şimdi sıra Paul’ü anneleri ile tanıştırmaları gerekmektedir…
Bir yemekte bir araya gelen donör baba ve lezbiyen anneler, klasik çekirdek aile düzenini yeni baştan ele alarak farklı bir aile yapısı kurarlar.
Başta En İyi Film olmak üzere 4 dalda Oscar’a aday olan film, aileye ve aileyi oluşturan elementlerin insan hayatındaki rollerine dikkatleri çekerek, eşcinsel çiftlerin yapay döllenme yoluyla çocuk sahibi olmaları özelinde aile kavramını sorguluyor. Oyunculuklarıyla da göz dolduran film vizyona girdiği dönem eleştirmenlerden de tam puan almayı başarmıştı.
Kaynak: http://www.marieclaire.com.tr/anne-kiz-izlemeniz-gereken-en-iyi-12-film/