Türkiye’nin ihracat hayallerini gerçekleştirmesi için uluslararası platformları ve ülkenin üretim gücü içinde önemli bir paya sahip olan KOBİ’leri devreye sokması büyük önem taşıyor. Ülkedeki rejim değişikliğinin ardından bu konuda daha ciddi adımların atılmaya başladığı görülüyor.
T.C. Ekonomi Bakanlığı himayesinde, TOBB, Alibaba.com, TradeFive, Halkbank ve VakıfBank tarafından geliştirilen yeni e-ihracat projesi, bu adımların dikkat çekicilerinden biri. Türk KOBİ’lerinin Alibaba.com üzerinden 190 ülkeye açılmalarını destekleyen yeni e-ihracat projesinin lansmanı İstanbul’un ardından Konya’da yapıldı. Proje kapsamında, KOBİ’lerin dijital dönüşümüne katkı sağlanması, yeni pazarlara erişimin kolaylaştırılması, ihracat yıldızlarının ortaya çıkarılması ve geleneksel ihracattan e-ihracata dönüşümün sağlanması hedefleniyor.
Alibaba.com’a Global Gold Supplier üye olmak isteyen oda ve borsa üyesi şirketlerin üyelik bedelinin yüzde 80’inin Ekonomi Bakanlığı ve yüzde 20’sinin ise Halkbank ve VakıfBank tarafından karşılanacağı proje ile şirketler, hiçbir ücret ödemeden Alibaba.com Global Gold Supplier üyesi olabilecek. 3 bin dolar civarında yıllık ücret gerektiren bu üyelik, şirketlerin daha güvenilir kabul edilmesini ve şirketlerin daha kolay iş ilişkisi kurmasını sağlayan bir tür tescil değeri taşıyor.
TOBB Başkan Yardımcısı ve Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, “Ülke ekonomimizi kırılganlıklarından kurtararak daha fazla büyümesini sağlamanın en etkili yolu yerli üretimi artırmak ve dünyaya pazarlamak. İhracatı arttırmak için devlet, iş dünyası ve özel sektör beraberdir, birliktedir. İhracatını artırmak isteyen işletmelerimiz için devletimiz her türlü destekte bulunmakta iş dünyamız da farklı projelerle firmalarımızın yanında olmaktadır” diyor.
TradeFive Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Orkan Aytulun Alibaba.com’un Türkiye’deki iş ortağı olarak Türk KOBİ’lerinin dijital dönüşümüne katkı sağlamak ve yeni ihracat yıldızları yaratmak üzere çalışmalarını sürdüklerini belirtirken “Dijitalleşmenin hayatımızın her alanında yer aldığı bu dönemde, e-ihracata hızlıca adapte olunması ve iş yapış şekillerinin de bu doğrultuda düzenlenmesi gerekiyor” şeklinde konuşuyor.
Bunlar iyi niyetler ve anlamlı hedefler olmakla birlikte Türkiye’deki KOBİ’lerin yatırım gücü hakkında karamsar bir hava yaratıyor. KGF destekli kredilerin Türkiye’nin büyüme rakamlarında yarattığı nicel etki açık olmakla birlikte nitel olarak rekabet gücü yüksek ve büyüyen şirketlere dönüşüm mümkün görünmüyor. Yine de teşvikli ekonomik sistemin bir ivme yaratacağı açık.
Alibaba ile Türkiye arasındaki ilişkilerin nitelik olarak daha fazla umut veren bir boyutu, Alibaba Türkiye’nin e-ticaret platformu Trendyol’a yaptığı stratejik yatırım. Trendyol’un büyümesini hızlandırması ve Alibaba’nın uluslararası büyümesini ileri götürmesi beklenen bu yatırım, Alibaba’yı Trendyol’un yeni stratejik partneri haline getirecek. Alibaba Türkiye’nin mevcut finansal yatırımcıların hisselerini alması şeklinde gerçekleşecek olan işlemin Türkiye’nin bugüne kadarki en büyük internet yatırımı olduğu ifade ediliyor.
Anlaşma ile birlikte Trendyol ve Alibaba’nın, Trendyol’un Türkiye ve çevresindeki büyümesini hızlandırmak ve kuvvetlendirmek için beraber çalışacağı açıklanırken bu süreçte Alibaba’nın, Trendyol’a teknoloji, online ticaret, mobil ödeme, lojistik, uluslararası ticaret gibi konularda bilgi ve deneyim paylaşımı yapacak ve destek olacağı kaydedildi.
Anlaşmanın Alibaba açısından önemi konusunda yerinde bir değerlendirme yapılarak Türkiye’nin 3 milyondan fazla KOBİ’si, büyük ve gelişmiş üretim imkanları, oturmuş lojistik altyapısı ve çevre ülkelerle olan bağlantıları sebebiyle Alibaba’nın bölgedeki büyümesi için bir merkez olma potansiyeline sahip olmasına işaret edilmesi dikkat çekiyor.
Bu durum her iki hareketin koordineli olduğu görüşünü yaratıyor ve yeni rejimde işlerin nasıl ilerleyeceği konusunda bir fikir veriyor.
Trendyol’un kurucusu ve CEO’su Demet Mutlu, “Alibaba hep örnek aldığımız bir şirketti, şimdi onların yatırımı ve desteği ile, Trendyol’u daha da büyük hedeflere, daha çok müşteriye, daha çok ülkeye birlikte götüreceğiz” derken “Alibaba ile birlikte Türk markaları ve üreticilerini yüz milyonlarca müşteriye ulaştıracağız” ifadesini kullanıyor.
Alibaba Grup Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Michael Evans ise, “Trendyol, güçlü bir platforma, sadık iş ortaklarına ve büyük bir müşteri kitlesine sahip çok hızlı büyüyen özel bir marka. Bu birliktelikle, Türkiye’de ve bölgede e-ticaret, dijital ödeme sistemleri ve bütün perakende değer zincirinde çok önemli fırsatlar yaratacağız” şeklinde konuşurken, “Trendyol ile birlikte, Türk markalarının, iş ortaklarının ve üreticilerinin, gerçek anlamda globalleşmesine destek olmayı sürdüreceğiz” sözleri dikkat çekiyor.
Gerçek anlamda globalleşme teşvik mekanizmaları ile sağlanması mümkün olmayan ve teşvikler nedeniyle girişimleri giderek artan ölçüde geçmişin kamu iktisadi teşekküllerine çevirerek ulaşılamayacak bir nokta ancak ilk ivme belki de sağlıklı sonuçlar yaratır. Buna –ben inanmasam da- bir şans tanımakta yarar var.
Alibaba’nın gerçek anlamda globalleşme vizyonuna hizmet eden araçlar, hedefe ulaşmada parasal teşviklerden daha etkili olabilir. Bu iki adımın üzerine eklenen startup yarışması, bu taraftaki stratejiyi daha önemli hale getiriyor. Tarihinde ilk olarak İstanbul’da yapılacak olan Create@Alibaba Cloud MEA Start Up Contest adlı yarışmanın 8 Ağustos’ta gerçekleşmesine bir milat anlamı yüklemek bile mümkün olabilir. Bu yarışmayla uluslararası start-up kültürü ve işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen Alibaba Cloud, Türkiye’den yarışmaya katılacak start-up’ların iş modellerini uluslararası alana taşımalarını desteklediğinin altını çiziyor.
Alibaba Grubu bünyesinde yer alan bulut bilişim şirketi Alibaba Cloud ve Türkiye’deki iş ortağı TradeFive ile birlikte Kolektif House Maslak’ta gerçekleştirilecek olan yarışmaya katılacak olan start-up’ların Alibaba Grubu’nun yeni Unicorn’u olmak için yarışacağı ilan edildi. 20 finalistin yer alacağı yarışma, Ekim 2018’de Çin’de düzenlenecek dünya finaline katılma şansı, 216 bin dolar değerinde bulut kaynağı kredisi ve destek programlarının yanı sıra, Çin’den önemli yatırım fırsatları kazanma şansı da sunuyor.
Arzuhan Doğan Yalçındağ, Suzan Sabancı Dinçer, Murat Özyeğin, Arda Ermut, Serra Akçaoğlu ve Cansen Başaran Symes yarışmanın jüri üyeleri arasında; Sina Afra, Sanem Oktar, Ahu Serter, Mert Fırat, Fırat İşbecer, Hakan Baş, Yomi Kastro ve Arda Kutsal gibi Türkiye’nin girişim ekosisteminin önemli isimleri de danışma kurulunda yer alıyor.
Alibaba Cloud Avrupa Genel Müdürü Yeming Wang, “Bu yarışma, büyük hedefleri olan ve hırslı start-up’lar için etkin Çinli ve Avrupalı iş adamlarıyla tanışmak ve Alibaba Grubu’nun Hangzhou’daki merkezini ziyaret etmek için kaçırılmayacak bir fırsat” şeklinde konuşuyor.
Türkiye Alibaba’nın yarattığı bu hareketliliğin ardından kışa doğru Amazon’un da Türkiye’de yaratacağı dalga ile iyice hareketleneceğe benziyor. Bu adımların Türkiye’nin global bir oyuncu olarak şekillenmesine yardımcı olması sevindirici olacak. Yoksa Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı’nın ocak ayında Dünya gazetesine verdiği röportajda ifade ettiği şekliyle öğrendiğimiz globalleşme oldukça acı verici oluyor. Kiğılı, bu durumu “Bugün yurtdışından internet üzerinden 3 milyar lira civarında hazır giyim geliyor Türkiye’ye Alibaba ve Amazon üzerinden… Devletin burada önlem alması lazım. Alınan mallar Uzakdoğu menşeili. Ben mal getirip satmaya kalksam üzerinde vergi var. Burada Türk markaları için bir tehdit söz konusu” sözleriyle ortaya koyuyordu. Umalım bu çabaların sonucu bu dengeyi de düzeltsin.