BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE ASLA PES ETMEYİN

bagimlilik

 

Hafta sonu eğlenmek, rahatlamak, biraz kafayı dağıtmak herkesin hakkı. Ama söz konusu alkol ve madde bağımlılığı olunca kişi her şeyi maddeyle ilişkili hale getirmeye başlar. Bağımlılıkla mücadele ise yılmadan süren bir çabadır. Yakınların yardımıyla…

Derleyen: Zeynep KUN

Eğlenmeyi, deşarj olmayı amaçlarken yepyeni bir bağımlılıkla hayatımıza daha büyük bir problem katmamak ve sınırlarımızı çizmek önemli. Unutmayalım ki hastanelerin acil bölümlerine her geçen
gün daha çok alkol komasına giren kişi geliyor, üstelik yaş sınırı da oldukça düşük.

Bilinçli ebeveynler

Kendini arkadaşlarından soyutlayan, içine dönen, okulda dersleri iyi gitmeyen çocuklar iyi gözlemlenmeli. Sema, oğlu İstanbul’da üniversite kazandıktan sonra, “Mehmet gün geçtikçe agresifleşiyor, hatalarını
kabullenmek istemiyordu ve aşırı kilo almaya başlamıştı” diyor ve ekliyor; “Okulun ilk yılı oldukça zor geçti, notları kötüydü, arkadaş ortamı edinememişti, sürekli şikâyet ediyordu ve bizimle hiçbir şey paylaşmıyordu. Havalı gözükmek adına içki içmeye başlamıştı.” Bu vakada Mehmet’in şansı, durumun bilincinde olan ebeveynlere sahip olmasıydı. Sema ve eşi ona rol model olacak şekilde hafta sonları içki içtiklerini ancak bunun abartılmadan normlar içinde de gayet güzel yapılabildiğini göstermeye çalıştıklarını söylüyor. Öte yandan çok az anne-baba durumun ehemmiyetini fark edip harekete geçebiliyor. Fark ettiklerindeyse yasaklarla, kuru tehditlerle bağımlılığı engellemeye çalışmak yeterli olmuyor. Hepimiz bu yollardan geçtik, hepimiz bir dönem genç olduk, havalı gözükmek adına içki içtik… Saatlerce telefonda konuştuk, dövme veya piercing yaptırdık… Bu bir tür başkaldırı, büyüdüğünün ve yetişkin dünyasına geçtiğinin, kendi kararlarını alabileceğinin dışavurumu aslında. Bu tip durumlarda ebeveynler olarak gözümüz açık olmalı, gençleri bunaltmadan takipte kalmalıyız.

Dilerseniz en kötü senaryo ile başlayalım. Diyelim ki oğlunuz ya da kızınızın odasında esrar buldunuz. Ne yapmalısınız? İşte size küçük bir nasıl davranmalı kılavuzu:

Öncelikle sizi bu konudaki istatistiklerle bilgilendirelim. TÜİK verileri esrar kullanımında ciddi bir artış olduğunu söylüyor. Sigara, alkol ve madde kullanım yaygınlığı hakkında Prof. Dr. Kültegin Ögel koordinasyonunda yayımlanan rapora göre, ortaöğretim öğrencileri arasında sigara kullanım yaygınlığı yüzde 50’den fazla olup gençler arasında yüzde 45 oranında da alkol tüketimi görülüyor. İlköğretim öğrencileri arasında esrar kullanımı yüzde 1.2, ortaöğretim öğrencilerinde ise yüzde 4 olarak saptanmış. İllere göre dağılım incelendiğindeyse, ilköğretimde en sık kullanıma yüzde 2.7 ile Eskişehir’de, ortaöğretimde yüzde 5.3 ile İzmir’de ve yüzde 5.1 ile Adana’da rastlanıyor. Sağlık Bakanlığı verileri 2006’da 17 olan bağımlılık tedavi merkezinin 2014’te 29’a ulaştığını söylüyor. Hızla artan bir bağımlılıktan bahsedebiliriz.

Esrar içiyor

Bir süredir hareketlerinde farklılık seziyorsunuz. Dalgınlaştı, etrafa karşı ilgisiz davranmaya başladı, okul notları düştü, dersleri asmaya başladı. Spora ilgi duymuyor, hep aynı arkadaşlarla kapalı bir çevrede sosyalleşiyor… Hemen hüküm vermemek lazım, bunlar depresif bir ruh halinin göstergesi de olabilir, ancak tüm bu ipuçları size çocuğunuzun esrar kullanıyor olabileceğini de düşündürmeli. Cep harçlığını ve eline geçen parayı düşünerek işe başlayabilirsiniz, çünkü esrar için paraya ihtiyacı olacak.

Paniğe kapılmayın

Kızınız ya da oğlunuz esrar denediyse, bu dünyanın sonu değil. Ancak onunla bu konuda konuşma fırsatını kaçırmayın. Bir sonrakinin olmaması ve bunun düzenli bir meşgale haline gelmemesi için onunla konuşun. Uyuşturucu madde alışkanlığı aşağı yukarı 18 aylık bir süreçte meydana geliyor. Bu yüzden ne kadar çabuk onunla diyaloğa girerseniz o kadar iyi. “Senin esrar içtiğini düşünüyorum” diye doğrudan konuya girebilirsiniz. Hatta ona, “Bu konuyu akşam hep beraber konuşalım” diyebilirsiniz. Olayı bağırıp çağırmadan bu şekilde biraz dramatize etmekte sakınca yok, hatta bu tutum sizin bu konuya verdiğiniz önemi gösterir. Anne ve baba ayrı dahi olsa bu konuda bir araya gelmek ve birlikte konuşmak en doğrusu. Böylece anne ve baba olarak onun bir an önce önlem alması gereken bir konuda aynı endişeyi paylaştığınızı göstermiş olurusunuz.

Bağımlılık tedavisi ne kadar sürer?

Uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisi uzun süreli bir yolculuk ve kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Kişinin altı ay uyuşturucu madde kullanmamasına tıbbi literatürde “kısmi düzelme” deniyor. Bu nedenle tedavinin aralıklı da olsa en az altı ay sürmesi büyük önem taşıyor.

Yardım almadan bağımlılıktan kurtulabilinir mi?

Sağlık ve Eğitim Derneği’nin kurucusu Prof. Dr. Kültegin Ögel’e göre; esrar, eroin, ekstazi gibi uyuşturucu maddeler, sigara ve alkol bağımlılığı beyinde değişiklikler yaratıyor. Bu biyolojik değişiklikler, kişinin çevresi, psikolojisi ve sosyal sorunları ile etkileşiyor. Tedavi ise ancak değişimin gerçekleşmesi ile mümkün olabiliyor. Bu nedenle kişinin profesyonel destek alması iyileşme şansını artırıyor.

Tekrar kullanmaya başlanma oranı nedir?

Ögel’e göre, “Bağımlılık yineleyen bir hastalık. Genelde uyuşturucu kullananların birden fazla tedavi girişimleri bulunuyor. Ancak birkaç kez başarısız tedavi girişimi kişiyi ve çevresini karamsar kılmamalı, çünkü tedavi girişimi sayısı artıkça, tedavi şansının azalmadığı biliniyor” diyor.

Alkol ve uyuşturucu maddeyi bıraktıktan sonraki aylarda tekrar kullanmaya başlama riski daha yüksek olduğu için özellikle ilk bir yıl içinde kişinin tedavilere devam etmesi de çok önemli.

HEP GENÇLERİ KONUŞTUK, BİRAZ DA YETİŞKİNLERE BAKALIM

Diyelim ki eşiniz uyuşturucu bağımlısı, bu durumda siz neler yapabilirsiniz?

Uzmanlar, bu konunun çevreden saklanmaması gerektiğini savunuyor. Aileyle ve başkalarıyla durumu paylaşmak, gizli saklı kalmaması, bağımlılıktan kurtulmak için oldukça yararlı bir adım. Prof. Dr. Kültegin Ögel, “Genelde eşler, ayrılma veya boşanma kararı verip vermemede tereddüt ederler. Bu yakınların bir bağımlı karşısındaki en son kozudur. Bu koz çok iyi ve zamanında kullanılmalıdır. Eğer kişi, kullandığı uyuşturucu maddeyi uygulanan her türlü stratejiye rağmen bırakmak istemiyorsa, bu durumda ayrılmak eşlerin de hakkıdır, çünkü bu yaşama devam ettiği sürece bağımlı olmayan kişi de büyük zararlar görmektedir” diyor ve ekliyor; “Ayrılırken bir süre ve hedefler verilmelidir. Örneğin ‘eğer bir ay içmezsen, eve döneceğim’ gibi. Süre ve kriter verildiği takdirde, hedef netleşmiş olacaktır.”
Yetişkinlerde sıklıkla görülen bir yanlış da bağımlının tekrar uyuşturucuya başlaması halinde umutsuzluğa kapılıp her şeyden vazgeçmesi oluyor. Uzmanlara göre bağımlılık bir hastalık gibi ele alınmalı ve bıraktıktan sonra tekrar alevlenmesini de normal karşılamalı, hemen düş kırıklığına uğrayıp pes etmemeli. Yine Ögel’e göre, “Uyuşturucu madde kullanan kişilerin bir süre uyuşturucu madde kullanmayı bırakması bile çok önemli. Bıraktığı süre içinde kişinin bedeni kendini yeniliyor, biraz toparlıyor.”

 

Alkol ve uyuşturucu hakkında bilgilenmek için
www.alkol.info.tr
www.uyusturucu.info.tr

Çocuk ve gençlere yönelik
www.yokyaw.org

Madde kullananlar için bilgiler
www.hayattakal.org

Bağımlılığı önlemek için programlar
www.yeniden.org.tr
www.bagimliliktedavisi.com

OKUMA ÖNERİSİ
“Bağımlı Aileleri İçin Rehber Kitap”, Prof. Dr. Kültegin Ögel, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

 

 

Kaynak: http://www.psychologies.com.tr/bagimlilikla-mucadelede-pes-etmeyin/

Görüntülenme Sayısı:
502
Kategoriler:
Aile & Çocuk

Yorumlar yapılamaz.