Yeni bulunan tür “Iandumoema smeagol” adını, mağarada geçen ömrüne atfen Smeagol isimli kurgu karakterden alıyor.
Gözleri olmayan, mağaralarda yaşayan yeni bir uzun bacaklı örümcek türü, bilim insanlarına ünlü fantastik roman serisinden bir karakteri anımsattı.
Buraya bak kıymetlimisss… Brezilya’daki bilim insanları, yeni buldukları bir uzun bacaklı örümcek türünün adını koyarken Yüzüklerin Efendisi karakterinden esinlendiler. İsim yalnızca eğlenceli değil; aynı zamanda yeni bulunan türe oldukça uygun.
Gözleri olmayan, mağarada yaşayan Iandumoema smeagol türü adını, J.R.R. Tolkien tarafından yazılan kitap serisinde (ve sonrasında da filmlerde) mağaralarda yaşayan, vıcık vıcık, bahtsız hobbit Smeagol’den alıyor.
“İsmi biyolojisine uygun,” diyor Kanada’nın McGill Üniversitesi’nden örümcek uzmanı Christopher Buddle. Ne de olsa Smeagol yıllar boyunca tek başına bir mağarada yaşamış ve en sonunda görünümü de değişerek solgun, yalnız Gollum’a dönüşüp çıkmıştı. Benzer bir şekilde bu tür de nesiller boyunca nemli, karanlık mağaralarda yaşadıktan sonra pigmentlerinin çoğunu kaybetmiş.
“Bu tür hem fiyakalı bir isme, hem de gizemli bir mağara sakini olarak oldukça ilginç bir biyolojiye sahip,” diyor araştırmada yer almayan Buddle. Araştırmaya önderlik eden yazar, São Paulo’daki Instituto de Biociences’ten Ricardo Pinto-da-Rocha oldu.
Uzun bacaklı örümcekler, örümceğimsiler sınıfı içinde bir takımı oluşturuyor (Opiliones) ve örümceklerden ayrışıyor. Uzun bacaklı örümcekler, örümceklerden farklı olarak yalnızca bir çift göze sahip ve vücut yapıları da örümceklerinkilerden farklı. Bunların haricinde yüzeysel olarak örümceklere oldukça benzeyen uzun bacaklı örümcekler, 6500’den fazla türden oluşan oldukça kalabalık ve kendi içinde farklı bir grup. Sıklıkla leşçil veya hepçil olan uzun bacaklı örümceklerin avcı olanlarının bile insanlara bir tehlike oluşturmadığı kabul görmüş durumda. Ne zehirleri, ne de uzun dişleri var.
Uzun bacaklı örümcekler takımı hakkında yeteri kadar araştırma yapılmadığını söylüyor Buddle. Sürekli olarak yeni türler bulunuyor, ancak daha fazlasının bulunacağı düşünülüyor. Son bulunan bu tür, Brezilya’nın güneydoğusundaki Minas Gerais’teki Monjolos kenti yakınlarında keşfedilmiş. Hayvanların yaşadığı mağara korunmuyor; Brezilyalı bilim insanları hayvanın başka yerlere yayılması güç olacağından neslinin tehlike altında olabileceğini söylüyor.
New York’taki Amerika Doğa Tarihi Müzesi’ndeki örümcek bilimci Norman I. Platnick, Iandumoema cinsinin yalnızca mağaralarda yaşadığını söylüyor. “Bu keşif o kadar da sıradışı değil,” diye ekliyor.
“Yavaş ama emin adımlarla gezegenimizin biyoçeşitliliği içindeki türleri birbirinden ayırıp isimlendiriyoruz,” diyor Buddle.
Bu da hobbitlerin yavaş ama amaçsız olmayan adımlarından pek farklı değil.