Eski çağlardan beri, gelinler masumiyetin simgelerinden. Düğün sırasında da geline yönelik türlü ritüel, her kültürde yerini buluyor. işte bu tip kimi adetlerin hikayesi…
Jartiyerin erkeklere atılması
Jartiyerler, günümüze kadar uzanan en eski düğün geleneklerinden biridir aslında… Geline ait bir gelenek olan jartiyerlerin, mutlu çifte şans ve bereket getirdiğine inanılır. Gelinin gelinliğin bir parçası olarak jartiyerini konuklara atması ise 14’üncü yüzyıldan geliyor. Viktorya dönemine ait zamanlarda erkek misafirler, gelinin elbisesinden bir parça almanın kendilerine de uğur getireceğine inanırlardı. Bu yüzden hepsinin gelinlikten birer parça alarak elbiseyi lime lime etmesini engellemek için, erkek konuklara gelinin jartiyeri atılmaya başlandı. Bazı erkek konukların galeyana gelerek geline de zarar vermesi yüzünden, gelinin bacağında bulunan jartiyerin çıkarılıp, erkeklere atılması görevi artık sadece damada verildi ve sonradan bu günümüze kadar uzanan bir gelenek haline geldi. Damatların gelinin jartiyerini çıkarması ritüeli bu kadar popüler olmasına rağmen, bazı ülkeler de bu geleneği daha rafine etmek adına, jartiyerin sadece fotoğrafı çekiliyor ve albümlere konuluyor .
Yeni evlenenlere bir şeyler atmak
Yeni evlenen çiftlere bir şeyler atma adeti, aslında kadim Roma veya Mısır’a dayanan bir gelenek… Gelinle damada iyi şans getirmesi amacıyla yapılan bu adette atılan çoğu madde, bereketi ve doğurganlığı simgeliyor. Yiyeceklerse, verimi ve üretkenliği sembolize ettiği için her zaman popüler bir seçim olmuş. Tohumlar, minicik bir halden kocaman bir bitkiye dönüştükleri için yeni evli çiftlere mesaj vermek adına uygun bir seçim gibi gözükse de, buğday ya da pirinç gibi tahıllar refah ve bereket için önemli bir anlam taşıyor. Amerika’da pirinç atmak en popüler adetken, bu gelenek birçok ülkede değişkenlik gösteriyor. Mesela Fas’ta ‘meyvesi bol’ bir evlilik için incir, hurma ve kuru üzüm atılıyor. İtalyanlar ise yeni evlileri tatlı dilli bir yuva sahibi olmaları için şeker kaplı yemiş yağmuruna tutuyor. Kore’de damadın babası geline doğurganlığı artsın diye kırmızı hurma atarken, Fransa’da bereket için mutlu çifte buğday atılıyor. Avrupa’nın bazı ülkelerinde yeni bir hayat demek olduğu için, yeni evlenenlere yumurta fırlatılıyor. Ve eski bir İrlanda geleneğine göre, bir aile olmalarını kutsamak adına çiftler, tencere ve tavalarla hafifçe dövülüyorlar. Kesinlikle yanlış okumadınız; dövülüyorlar…
Gelinin düğün günü eski, yeni, ödünç alınmış ve mavi bir şey taşıması
Aslında günümüzde bile hala süregelen bu adet, dünyanın en eski düğün geleneği olarak biliniyor ve eski bir İngiliz deyişinden geliyor. İnanışa göre eğer gelin üzerinde eski bir şey bulundurursa, bu evliliğin geçmiş ile bağlantısını sağlayacaktır. Bu annenize veya atalarınıza ait aile yadigarı bir parça, bir duvak ya da bir mücevher olabilir. Hatta annenizin giydiği gelinliği giymeniz ya da kayınvalidenize ait nişan yüzüğünü takmanız dahi, bunun için yeterlidir.
Gelinin üzerinde taşıdığı yeni bir şey ise evliliğe optimist yaklaşımın bir sembolüdür. Yeni bir eşya, gelinin eşiyle başladığı yeni ve umut dolu bir hayatı, yarınları simgeler. Bunun için de gelinliğiniz için aldığınız duvağınızı, ayakkabınızı, tek taşınızı ya da gelin buketinizi kullanabilirsiniz.
Düğün günü gelinin takacağı ödünç şey ise genellikle evliliği iyi giden bir yakınından alınır ki yeni evliliğe de faydası dokunsun ve onların mutluluğu yeni çifte de bulaşsın. Bu arkadaşınız ya da akrabanızdan emanet olarak aldığınız fakat düğün sonrası iade etmeniz gereken bir kolye ya da bilezik olabilir. Üzerinizde taşıdığınız bu parça size yalnız olmadığınızı ve her türlü sorununuzda size yardım edecek insanların bulunduğunu, etrafınızda ailenizin ve sizi sevenlerin olduğunu da hatırlatacaktır.
Kaynak:http://www.marieclaire.com.tr/dugun-adetleri-gercek-mi