Jüpiter’in Büyük Kırmızı Leke’si, Güneş Sistemi’mizin en iyi bilinen ögelerinden biri. Ama sonsuza kadar orada kalmayabilir.
Jüpiter’in Büyük Kırmızı Leke’si küçülüyor. Ancak biliminsanları, küçülen devasa fırtınanın akıbeti konusunda pek emin değil.
Jüpiter, devasa boyutunun yanı sıra ekvatorunun güneyinde girdap gibi dönen parlak kırmızı fırtınasıyla da biliniyor. Dünya’yı tek parça hâlinde rahatça yutabilecek fırtına, uygun (ama yaratıcı denemeyecek) bir biçimde “Büyük Kırmızı Leke” olarak biliniyor.
Büyük Kırmızı Leke yüzyıllardır Jüpiter’in bulutlu çehresinin demirbaşı; ve Güneş Sistemi’nin de en bilindik ögelerinden biri. Ama her şeyin bir sonu var: Büyük Kırmızı Leke küçülüyor; yakın tarihli bazı haberler de önümüzdeki 10 veya 20 yıl içinde tamamen yok olabileceğini söylüyor.
Böyle bir şey olabilir mi? Gelin bir göz atalım.
Evet, Jüpiter… Ne fırtına ama, değil mi?
Evet… Büyük Kırmızı Leke aslında devasa bir fırtına. Eskiden birkaç Dünya büyüklüğünde olan fırtına, gezegenin atmosferinin derinliklerine kadar uzanıyor ve üzerindeki havayı bir şekilde aşırı derecede ısıtarak lavdan daha sıcak derecelere çıkartıyor.
Ne kadardır orada?
Orası belirsiz. Ama en azından 1800’lerden beri görünür olduğunu biliyoruz; belki de insanların 1600’lerde saptadığı fırtınanın da ta kendisi. Minimum bir rakam vermek gerekirse, en azından 200 yıldır buralarda diyebiliriz.
Nasıl oluyor da hâlâ devam ediyor? Dünya’daki fırtınalar bu sürenin yakınına bile yaklaşamıyor.
Doğru. Diğer gezegenlerdeki bazı fırtınalar uzun sürebilse de, Dünya’daki fırtınalar genelde merhametli biçimde kısa sürüyor. Voyager 2 1989’da yakın uçuş yaptığı sırada (genelde fırtınalı bir yer olan) Neptün’de de benzer biçimde büyük, birkaç yıl boyunca gezegenin yüzünde leke oluşturan belirgin bir leke vardı –Hubble Uzay Teleskopu 1994’te gezegene göz attığında ise gitmişti. Ve Satürn’de o kadar devasa büyüklükte bir fırtına oluşmuştu ki, fırtına gezegenin tamamını sardı ve dönüp dolaşıp kendine çarptı. Gerçi o yaklaşık bir yıl sürdü yalnızca.
Biliminsanları, Jüpiter’in devasa ve istikrarlı fırtınasını neyin beslediğinden tam olarak emin değil (ve araştırmalar sürüyor) ama iki jet akımı arasında yer alan konumunun, fırtınayı dengede tutmaya ve ömrünü uzatmaya yardım ediyor olabileceğinden kuşkulanıyorlar.
Ama küçülüyor.
Evet.
Ne zamandan beri?
En azından biz onu gözlemlemeye başladığımızdan beri. 1800’lerin sonlarında gerçekleştirilen çok eski gözlemler, fırtınanın bir zamanlar 30 boylam derecesini aşan bir büyüklüğe sahip olduğunu ve daha çok bir “Büyük Kırmızı Sosis” olduğunu belirtiyor NASA Jet İtki Laboratuvarı’ndan Glenn Orton. Ama fırtınanın biçimi –daha doğrusu genişliği– değişiyor ve zaman geçtikçe ovalden dairesel bir biçime dönüyor.
Çok eskiden, fırtınanın bir ucundan diğer ucuna genişliği 40.000 kilometreden fazlaydı. Voyager uzay aracı 1970’lerde yakın uçuş yaptığında biliminsanları, lekenin tahmini olarak yalnızca 23.300 kilometre genişliğinde olduğunu hesapladı. 2014’te Hubble Uzay Teleskopu, lekenin bir ucundan diğerine yalnızca 16.500 kilometre olduğunu gözlemledi. Geçen ilkbaharda da bu rakam 16.300’e gerilemişti.
Peki ne zaman tamamen yok olacak?
Aslına bakarsanız biliminsanlarının hiçbir fikri yok. NASA Goddard Uzay Uçuşu Merkezi’nden Amy Simon’a göre, Büyük Kırmızı Leke’nin küçülme hızını hesaplar ve oradan bir sonuca varırsanız, leke yaklaşık 70 yıl içinde tamamen yok olacak gibi duruyor.
Sorun şu ki “bu işlerin hiç de böyle yürümediğinden eminiz.”
Peki önümüzdeki 10-20 yıllık zaman dilimi neden önemli?
Bu, eğer güncel hızında küçülmeye devam ederse fırtınanın kabaca dairesel bir biçim alacağı ortalama süre. Orton, bu biçimin fırtınanın şu anki oval formuna kıyasla çok daha az stabil olduğunu söylüyor.
“BKL’nin eni, boyundan daha dar olduğu sürece stabil olması pek olası değil. Ama dairesel bir formda stabilize olabileceğini öngören bir görüş de var,” diyor Orton.
Yani, fırtına daireselliğe ulaştıktan sonra ne olacağı kimse için bir tahminden öteye geçemiyor. Fırtına dengesini sağlayabilir ve varlığını sürdürebilir; ama pekâlâ yok da olabilir. “Büyük Kırmızı Leke’nin dinamikleri için hâlihazırda var olan herhangi bir kuramsal model yok bildiğim kadarıyla,” diyor Orton. “Bunların hepsi varsayım, yani gelecek gözlemciler bu eşi benzeri olmayan girdaba ne olacağını bekleyip görecek.”
Simon, fırtınanın kaderinin onu neyin beslediğine ve ufuktaki değişimlerin yavaş mı hızlı mı olacağına bağlı olduğunu söylüyor.
“Yavaş gerçekleşen değişimler fırtınaya çeşitli biçimlerde uyum sağlama şansı veriyor; hızlı gerçekleşenlerin ise fırtınayı durdurma olasılığı var,” diyor Simon. “Şu an elimizde bulunan verilere dayanarak, eğer fırtına stabilize olacaksa bunun büyük olasılıkla önümüzdeki birkaç on yıl içinde veya daha erken olacağını tahmin ediyorum.”
Yani Büyük Kırmızı Leke’nin ne zaman yok olacağını tam olarak bilmiyoruz?
Hayır. Ama değiştiği kesin – ve bunu da göstere göstere yapıyor.
Kaynak: http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/kesfet/firtina-diniyor-mu-/3939